You are here
Japonya’daki Nükleer Felâket İnsanlığı ve Doğayı Öldürüyor!
Esenyurt’tan bir işçi
Kapitalist sistem insan yaşamını, doğayı hiçe saymaya ve yok etmeye devam ediyor. Ne uğruna mı? Kapitalistlerin kâr hırsı uğruna. Yaklaşık dört hafta önce meydana gelen deprem ve tsunami ile sarsılan Japonya’da 10 binlerce insan yaşamını yitirdi. Sürekli depremlerin yaşandığı Japonya’da en son yaşanan felâket kapitalizmin ne kadar insanlık dışı bir sistem olduğunu tekrar gözler önüne serdi. Depremde hasar gören Fukuşima nükleer santralinden okyanusa sızan radyoaktif madde hem bölge açısından hem de dünyanın geneli açısından tehlike saçıyor. Uzmanlar 500 milisievertin üzerinde radyasyona kısa süreli maruz kalmanın bile kanser riskini arttırdığını söylerken, bugün Japonya’da havadaki radyasyonun 1000 milisieverte çıkmış bulunuyor. Yani nükleer reaktörlerin yaydığı radyasyon binlerce insanın ölümüne, binlerce insanın kansere yakalanmasına neden olacak boyutları çoktan aşmış durumda. Yiyecekler, içecekler ve hava yoluyla insanlar ve doğa ölüme götürülüyor. Neden mi? Dünyanın ve insanlığın ihtiyacı olan enerji sözde ancak nükleer santrallerle karşılanabilirmiş! Oysa bu kocaman bir yalandır.
Sermaye sınıfının insanlığın yok olmasını düşündüğü yok. Onlar kârlarının artıp artmayacağına bakıyor. İnsanlık için gerekli enerjinin temin edilebileceği alternatif enerji kaynakları patronlar için kârlı olmayacağı için gündeme bile getirilmiyor. Güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, hidrojen gibi birçok yenilenebilir enerji kaynağı, hem doğaya hem de insanlığa zararı olmadığı halde, patronlar sınıfı için kârlı olmadığı için gündeme bile getirilmiyor. Japonya’daki nükleer santralin çevreye ve insanlığa verdiği zarar bile patronlar sınıfını ve onların temsilcilerini enerji kaynağı olarak nükleer santralleri kurmaktan ve kullanmaktan vazgeçirememiştir.
Japonya’daki nükleer santralin yaydığı radyasyon nedeniyle birçok insanın radyasyona maruz kaldığı bu günlerde UİD-DER’li bir grup işçi olarak Tarih Bilinci Yayınları tarafından basılan Radyoaktif Kapitalizm adlı kitabı çeşitli semtlerde insanlara ulaştırdık. İnsanların bir kısmı ilgilenirken, birçoğu konu hakkındaki bilgisizliklerinden dolayı pek ilgi göstermedi. Bazıları da korkup bilgi almaya çekindi. Sanki bu kitap dünyaya yayılan radyasyondan daha tehlikeli! Oysa bizler biliyoruz ki dünyayı radyoaktif madde çöplüğüne dönüştüren kapitalist sistem nedeniyle bugün ve gelecekte birçok insan kanser nedeniyle ölecek ya da sakat bir biçimde yaşamını sürdürecek. Kitapta, nükleer fisyon santrallerinin taşıdığı risk gözler önüne serilirken alternatif enerji kaynaklarının neden kullanılmadığı da açıklanıyor. Kapitalist sistemin kendi doğası gereği bu sistemin sahipleri de insanı ve doğayı değil elde edecekleri kâr oranını hesap ediyorlar. Kitapta dendiği gibi, “… kapitalizmin insana bakışı ile doğaya bakışı arasında sıkı bir ilişki vardır. İnsana sadece iliğine kadar sömürülecek bir yaratık gözüyle bakan bir üretim tarzının doğaya da öyle bakması gayet anlaşılır bir şeydir.” (Deniz Moralı, Radyoaktif Kapitalizm, s.31)
İnsana ve doğaya değer vermeyen kapitalist sistemden ve onların temsilcilerinden daha yaşanabilir bir dünya düzeni yaratmalarını beklemek olsa olsa hayal olur. Kapitalizmin yaratmış olduğu diğer sorunlar gibi enerji sorununda doğru tutum bu sistemin yıkılmasıdır. Kapitalist sistem yıkılmadan insanlığın ve doğanın tahribi son bulmayacak. İnsanın insanca yaşayabileceği, doğanın tahrip edilmediği bir dünya için örgütlenmeli ve mücadele etmeliyiz.
Kapitalizm insanlığı yok etmeden biz onu yok edelim!
Çadırda 91. Gün: Bu Bir Sınıf Kavgası
Japon Sınıf Kardeşlerimize