You are here
Kabahat Bizim!
İkitelli’den bir çorap işçisi
“Ve bu dünyada bu zulüm senin sayende
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
Ve hala şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
Kabahat senin
-demeğe de dilim varmıyor ama-
Kabahatin çoğu senin canım kardeşim!” (Nazım Hikmet)
Merhaba dostlar,
11 Haziranda, fabrikalar bölgesi olan Kıraç’ta, UİD-DER Sefaköy Temsilciliğimiz olarak bir şiir etkinliği yaptık. Günler öncesinden haberimiz oldu. Vardiyalı çalıştığımız için gidemeyeceğimi düşünüp çok üzüldüm. Çünkü ben şiir okumayı ve dinlemeyi çok seviyorum. Ne yaptık ettik arkadaşlarla vardiyamızı değiştirdik ve şiir gecesine ben de katılabildim. Provalar yaptık ve birbirinden güzel şiirleri birkaç defa dinleme şansına sahip olduk. Arkadaşlarımızın hepsi o kadar güzel okudu ki, hani derler ya şiirlerin hakkını verdiler.
Kardeşler, ben çorap işçisiyim. Etkinlikte farklı çorap fabrikalarında çalışan işçi arkadaşlar vardı. Uzun uzun sohbet ettik. Fabrikaların bölgeleri, adları farklı olsa da sorunlar hep aynı. Bizim fabrikadan kardeşimle birlikte iki işçi arkadaşım daha katıldı etkinliğe. Çok keyifliydi. Uzayan çalışma saatlerinin sosyal yaşamımızı ne hale getirdiğinin adeta tanığıyız. Yaşıyoruz, yaşıyoruz ama, her şeyden, her güzellikten, sosyal faaliyetten mahrum kalarak yaşamak istemiyoruz. Bu yüzden kardeşler, sık sık bir araya gelip böyle güzel, eğitici ve öğretici etkinliklere katılmalıyız. Eğer gerçekten bunu yapabilme olanağımız varsa ama yapmıyorsak kabahat gerçekten bizim be canım kardeşim.
Örgütlü mücadelemize sahip çıkmalı ve onu büyütmeliyiz. İnsanların umudu var, umutsuz yaşanmıyor! İnsanlar “yaşamak ne güzel şey” bunu fark edecekler. Çünkü şairin de dediği gibi;
“Topraktan, ateşten ve denizden doğanların
En güzeli doğacak bizden”