You are here
Dünyada İşçi Mücadelesi Yükseliyor!
Sosyal hak gasplarına, emeklilik yaşının yükseltilmesine, düşük ücretlere ve uzatılan iş saatlerine karşı tüm dünyada işçiler mücadele veriyorlar. Sri Lanka’dan Yunanistan’a, ABD’den Güney Afrika’ya kadar işçiler patronların saldırılarına geçit vermemek için direniyorlar. Komşumuz Yunanistan’da işçi kardeşlerimiz peş peşe genel grevler yaparak hayatı durduruyorlar.
Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere sermaye sahipleri işçi sınıfının ekonomik ve sosyal kazanımlarına acımazsızca saldırıyor. Emeklilik yaşı yükseltiliyor, sağlık, eğitim ve ulaşım pahalı hale getiriliyor. Düşük ücretler yaygınlaşıyor, vergi yükü artıyor. İşgünü uzuyor, çalışma koşulları ağırlaşıyor.
Siyahı, beyazı, doğulusu, batılısı, dini, dili, ırkı ne olursa olsun bütün dünyada işçi sınıfı benzer saldırılarla karşı karşıya. Fakat işçiler bu saldırıları mücadeleyle yanıtlıyorlar. İşçi sınıfı sermaye hükümetlerinin yıkım politikalarına karşı, protesto eylemlerine atılmaktan, dişe diş mücadele etmekten korkmuyor. Yunanistan işçi sınıfının aylardır sürdürdüğü eylemler, saldırılara kolay kolay boyun eğmeyeceğini gösteriyor. Yunan patronları iflaslarının, borçlarının, rekabette geri kalmalarının bütün faturasını işçilere yüklemek istiyorlar. 15’in üzerinde genel grev yapan, üretimi durduran, meydanlara çıkan ve parlamento binasını saran işçi sınıfı, “kemer sıkma” programlarını kabul etmeyeceğini haykırdı, haykırıyor. İrlanda, İspanya, Portekiz gibi ülkelerde de benzer eylemler ve çatışmalar yaşanıyor. Göçmen işçiler ABD ve AB içinde ırkçı, milliyetçi politikalara karşı gösteriler düzenliyorlar. Kadın işçiler düşük ücrete, işten atılmalara karşı meydanlara çıkıyorlar. Genç işçiler dünya çapında gerçekleşen eylemlerde aileleriyle birlikte öne atılıyorlar. Öğrenciler boykotlar örgütleyerek eğitim alanındaki bütçe kesintilerine karşı çıkıyorlar.
Tunus ve Mısır’da günlerce direnen halk, onlarca yıllık diktatörleri tahtından etti. İsyan dalgasını yükselten Arap halklarının mücadeleleri diktatörleri devirdi ama sömürü düzeniyle mücadele devam ediyor. Diktatörleri deviren işçi-emekçi kitleler şimdilik yeni bir anayasa ve demokratik bir düzen istiyor. Mısırlı işçi kitleler Mübarek’in yerine geçen Askeri Yüksek Konsey’e karşı da mücadele ediyorlar. İşçi sınıfı taleplerinin karşılanması için grevler yapıyor, Tahrir Meydanı işçilerin ayak sesleriyle inliyor. Arap işçi sınıfıyla dayanışmayı yükseltmeliyiz.Dünya işçi sınıfının önünde dayanışma ve mücadelelerle dolu yeni bir dönem açılmaktadır. Türkiye işçi sınıfının kaderi bu mücadelelerden ayrı değildir. Seçimlerin ardından sermaye sınıfı işçi sınıfının elinde kalan son haklara saldırmaktan geri durmayacak. AKP hükümeti patronlar lehine yeni iş yasaları çıkartmak istiyor, bölgesel asgari ücreti devreye sokmak istiyor, kıdem tazminatını gasp ederek patronların işçi sınıfını daha fazla sömürmesinin önünü açmak istiyor. AKP, kıdem tazminatlarının kaldırılacağını hükümet programına da koymuş bulunuyor. Hükümet programında “işletmelerin üzerinde ödeme baskısı oluşturan” biçiminde tanımlanan kıdem tazminatları bir fona devredilmek isteniyor. Böylece işçiler işten atıldıklarında doğrudan kıdem tazminatı alamayacaklar. Kıdem tazminatı alabilmek belirli koşulların yerine getirilmesine bağlı olacak. Oluşturulacak bu fon, aynı İşsizlik Sigortası Fonu gibi patronlara peşkeş çekilmek isteniyor.
Sermaye sınıfının ve onun hükümetinin saldırılarını durdurmanın tek yolu, örgütlenmek ve mücadele etmektir. Son yıllarda dünyada olduğu gibi Türkiye’de de artan direnişler, grevler, eylemler işçi sınıfının kendine güven duymasına, mücadelede bir adım daha öne çıkmasını sağlayacaktır. Bu mücadelelerin birleştirilmesi, yaygınlaşması ve kararlı bir hal alması için tüm işçilere büyük görevler düşüyor.
Kobay Olmak veya Olmamak!