You are here
İnsanlığın mı, Yoksa Kapitalizmin mi Dramı?
Bir deri işçisi
Gün geçmiyor ki, dünyanın her bir köşesinden yüreklerimizi paramparça eden ölüm haberleri gelmesin. Resmen gözlerimizin önünde insanlık yok oluyor. Ama tüm bunlar karşısında bir şeyler yapacağımıza, “ne kadar kötü bir durum, insanlık dışı bir olay, bizden kötüleri de var halimize şükredelim” demekten vazgeçemiyoruz.
Geçtiğimiz hafta Mısır’da beş kız çocuğu olan Saad Şemerden üç kızını Nil nehrinde boğarak öldürdü. Evden kızlarını nehirde gezdireceğini söyleyerek çıkan baba eve yalnız geldi. Eve döndüğünde kızların ablası babasına kardeşlerinin nerede olduğunu sordu. Baba da yanıt olarak, “size bakabilmek için onları sattım, ileriki bir yaşta geri gelecekler” dedi. Daha sonra ablaları polise haber verdi ve baba tutuklandı. Baba polise kızlarını Nil nehrine sokarak boğduğunu itiraf etti. Bu satırları okurken duyarlı bir insanın kanının donmaması mümkün değil. İşte biz böyle bir dünyada yaşıyoruz. Bir baba bunu nasıl yapabilir diye kendi kendimize soruyoruz. Bu kişi bir baba, bir insan olamaz diyoruz. Ama bu babayı, bu insanı bu hale getiren nedir diye sormuyoruz. Şimdi ben soruyorum, bu babayı böylesi bir çılgınlığa iten nedir acaba? Bunu yaptıran içinde yaşadığımız lanet olası kapitalizmden başkası değildir. Bu sistem nice insanı yoksulluğa, açlığa sürüklüyor ve kendi çocuklarını öldürecek kadar insanlıktan çıkartıyor. Ama bizler suçu kimde buluyoruz? Suçu tek tek insanlarda bulmak yerine, bu insanları bu hale getiren kapitalizmde bulmalıyız.
Kapitalist sistem devam ettikçe bu tür olaylarda büyük bir hızla devam edecektir. Artık yerimizde durmamalıyız. Kapitalist bataklığı kurutmak için bir an önce mücadele saflarında yerimizi almamız gerekiyor. Yoksa bir gün o nehirde boğulan biz de olabiliriz.