You are here
İşçiler Olmazsa!
Adana’dan UİD-DER’li bir inşaat işçisi
Merhaba sınıf kardeşlerim. Adana’da yaz sıcağı başkadır. Asfalt yollar erir gibi olur ağustos sıcağında. Ne var ne yoksa yanıp kavrulur güneşin altında. İnsanı canından bezdirir. Kışın soğuk günlerinde özlemle beklenen yaz gelip geleceğine pişman eder Çukurovalıyı. Yaz gibi sıcaktır Çukurova insanı. İçtendir, cana yakındır. Çabuk dost olur, kaynaşır, kardeşleşir. Pamuk tarlaları evlerimizin hemen yanı başından başlardı Adana’da, şimdi yok. Portakal ve mandalina ağaçlarının çiçek kokusu bütün benliğimizi sarardı, şimdi yok. O binlerce işçinin çalıştığı fabrikaların işçi servisleri mahallemizin sokaklarından dolu dolu geçerlerdi, şimdi onlar da yok.
Büyük fabrikalar bir bir kapandı. İşçi servisleri artık kapımızın önünden dolu dolu geçmiyor. Patronlar bütün irili ufaklı fabrikaları şehrin onlarca kilometre ötesine taşıdılar. Korktular herhalde dünyayı değiştirecek işçilerin dünya ile kuracakları bağlardan. Şehrimizin fabrikalarını şehrimizin dışına taşıdılar, şehrimizin kardeş sıcaklığını hissetmesinler diye. İşçi cenneti şehrimizi cehenneme, fabrika mezarlığına dönüştürdüler. Ne çare ki, yeni fabrikalar açıp işçi çalıştırmadan yapamaz sömürü düzeni. Ah keşke şu makineler işçisiz de çalışabilse idi ne iyi olurdu! Ama bilir ki patronlar sınıfı, işçisiz çalışabilseydi makineler, ürettiklerini satacak birileri olmazdı. İşçisiz de çalışabilse idi makineler üzerinde tepinecekleri bir sınıf olmazdı. Bilir ki patronlar sınıfı, iktidar olunmadan rahat yaşanmaz ama makineler üzerinde de iktidar kurulamaz.
Kumaş nasıl dokunur işçi olmadan, kundura nasıl yapılır? Ekmek nasıl pişirilir, hem de mis gibi kokanından. Hadi diyelim ki oldu bütün bunlar, işçi sınıfını hepten kaldırdık yeryüzünden ve robotları koyduk yerlerine. Bir an için hayal edelim. Robotlar ve patronlar. Düşünün bir, robotlar elbise giyer mi? GİYMEZ. Öyleyse kim için üretilecek binlerce metre kumaş? Robotlar ayakkabı giyer mi? GİYMEZ. Ya kunduralar kim için üretilecek? Yer mi, içer mi robotlar? Otomobile biner mi? Çay içer mi? Yok, yok, yok... Yalnızca patronların ve robotların olduğu bir dünya onların olsun. Eğer insan sıcaklığında yaşamak mümkünse alsın başlarına çalsınlar. Yook olmaz. Tabii ki olmaz. Öyleyse geriye başka bir seçenek kalıyor. İşçisiz olmayacağına göre İŞÇİLERİ ROBOTLAŞTIRMAK gerekiyor. Biz de onlara yoooook olmaz diyoruz. Biz robot olmayacağız. Siz olmadan biz bu dünyayı cennete çevirebiliriz, hem de başkalarını robotlaştırmaya ihtiyaç duymadan. Biz işçiler siz olmadan üretebiliriz her şeyi, yaşanabilir bir dünyayı yaratabiliriz. Peki ya siz BİZ OLMADAN BİR ADIM BİLE ATABİLİR MİSİNİZ? Yerin yüzlerce metre altında kürek sallayan bir maden patronu gördünüz mü hiç? Eğer hayat bizimle anlamlı ise, biz üretiyorsak biz yöneteceğiz. Ve ellerimizle cennete çevireceğiz bu güzel dünyayı.
Kentsel Dönüşüm Saldırısı Orhanlı’da
Bir İmza da Sen Ver!