You are here
Diyarbakır Hapishanesi Ne Yana Düşer?

12 Eylül faşist rejiminin Diyarbakır Hapishanesinde uyguladığı zulmü teşhir eden “Diyarbakır Hapishanesi Ne Yana Düşer?” adlı sergi İstanbul’da Karşı Sanat’ta açıldı. 22 Eylül Perşembe günü açılan sergi 19 Ekime kadar gezilebilecek. Sergi çalışmalarının hazırlıkları, Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu’nun çağrısıyla Karşı Sanat tarafından bir yıl önce başladı. Yeni katılımlara açık olan sergi, 122 sanatçının 122 çalışmasıyla İstanbul, Ankara, İzmir ve Diyarbakır gibi 12 kentte çeşitli tarihlerde gezilebilecek.
İstanbul’daki serginin açılışını yapan 78’liler Girişimi Başkanı Celalettin Can, serginin amacının “sanatın gerçekle yüzleşmesi ve sanat aracılığıyla Türkiye toplumunun Diyarbakır Hapishanesiyle karşı karşıya gelmesi, yaşananlarla yüzleşmesi” olduğunu söyledi. Can, Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu hakkında bilgi verdi. 2007 yılında kurulan komisyonun cezaevinde yaşanan vahşete tanık olan 517 kişiyle birebir görüştüğünü, komisyonun verdiği mücadeleler neticesinde soruşturma başlatıldığını, Diyarbakır Cezaevinin müze olmasını talep ettiklerini ve 12 Eylül’ü yargılamanın yolunun Kürtlere yapılan mezalimin açığa çıkmasından ve Diyarbakır Cezaevinden geçtiğini belirtti. Can, taleplerine mahkemelerin ve siyasilerin karşılık vermemesi durumunda, Diyarbakır meydanında halk mahkemesi kurarak faşizmin neden olduğu suçları bizzat halk tarafından yargılayacaklarını açıkladı.
Karşı Sanat adına Fevzi Yaman da yaptığı konuşmada, serginin “sorunun ortaya konulduğu bir başlangıç noktası olduğunu, ta ki vicdanlarda adalet ve özgürlük beklentileri bir sonuca ulaşıncaya, barış ortamı inşa edilinceye kadar” serginin süreceğini vurguladı.Sergiden izlenimler
Sergiyi gezen insanlar merak ve dehşet duygularını bir arada yaşıyorlar. Sergi insanı alıp Diyarbakır Hapishanesinin koridorlarına götürüyor. Soğuk ve rutubetli koridorlarda postal sesleri, acı çığlıklar, marşlar, sloganlar duyuluyor.
Yıllar sonra hapishanenin boş koridorlarında asılı duran hemen her eser, hapishanede yaşanan bir gerçeği gözler önüne seriyor. İşkenceciler, postalları, köpekleri ve faşist düzenin zihniyetiyle insanlığın kara lekesine dönüşmüşler. Bir genç, Kürt halkı üzerindeki faşist baskıları protesto ederek kendini yakan devrimci tutsakların başında kendine sorular soruyor. Bir kadın, durduğu heykelin önünde faşizmin topluma üç maymun rolü oynattığını fark ediyor. Biri diğerine sana günlerce anlattıklarımın özeti işte bunlar diyor ve ikisi de sessizleşiyor. Sergiye gelenler geldikleri gibi çıkmıyorlar, çıkamıyorlar oradan.
12 Eylül faşizminin devrimcilere, Kürtlere, işçilere, emekçilere yaşattığı zulmü unutmayalım, unutturmayalım. Faşizmin yarattığı baskı ve zulmün sorumlusunun sermaye düzeni olduğu gerçeğinin karartılmasına izin vermeyelim.