You are here
Sendikal Güç Birliği Bileşenleri Adana Bölge Toplantısı
Mersin ve Adana’dan UİD-DER’li işçiler

Basın-İş Genel Başkanı Yakup Akkaya, yanlış siyasi kararlar ve anlayışlar nedeniyle Adana’da 53-54 fabrikanın kapatıldığını, üretmeden sosyal devlet kazanımlarının sağlanamayacağını, bunlara karşı duracak bir sendikal hareketin olması gerektiğini ifade etti. 2002 yılından günümüze uygulanan politikalarda işçiden yana çıkan bir yasanın olmadığını, 10 kişi ve üzeri işçi çalıştıran işyerlerinde iş güvenliği yasasının, 30 ve üstü işçi çalıştırma şeklinde değiştirildiğini, toplamda işçilerin %5’inin iş güvencesinden yararlandığını ifade etti. Konuşmasını, Türkiye’de örgütlü bir gücün olduğunu hatırlatmak için bir araya geldiklerini, bu yeni sendikal anlayışı hayata geçirebilmek için tabandan gelen güçle Türk-İş yönetimini alacaklarını söyleyerek bitirdi.
Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, “ya şu anki küçülmeye itibarsızlaşmaya devam edeceğiz ya da kıdem tazminatı gaspına, kiralık işçi uygulamasına, bölgesel asgari ücret tartışmalarına, ucuz işçiliğe dur diyerek ayağa kalkacağız. Ayağa kalktık, değiştirmeye geliyoruz diyeceğiz. Kazanılmış haklarımızı sizler koruyacaksınız. Bu yetmez diyeceğiz” diyerek yeni hak kazanımları için mücadele edeceklerini ifade etti.Bir Özbucak işçisi, “emekçiler üretimde varken neden tüketimde ve yönetimde yok. Çalıştığımız Özbucak Tekstil fabrikası kapandı. Fabrikada Teksif örgütlüydü. Aylardır tazminatlarımızı alamadık”, diyerek tazminat haklarının gaspına karşı öfkesini dile getirdi.
Direnişçi Liman işçisi, Liman-İş’in güç birliğine katılıp katılmayacağını, birliğin 95 gündür süren direnişlerine katkısını ve sarı sendikalara karşı tutumunun ne olacağını sordu.
Bir liman işçisi, limanda 2,5 yıl önce direniş yaşadıklarını, taşeron firmadan (MPO) ana bünyeye geçtiklerinden beridir yani 2,5 yıldır toplu sözleşme mağduru olduklarını anlattı. Türkiye genelinde sendikalar kanunu ile işkollarındaki değişime ne gibi katkılarının olacağını sordu.
Tümtis Genel Başkanı Kenan Öztürk, Mersin’deki gelişmeleri yakından takip ettiklerini, güç birliğinden olsun olmasın, sendikalı olsun olmasın, nerede bir eylem, direniş, grev varsa işçiye sahip çıkacaklarını ifade etti. “Kongreyi 357 delege ile değil, hep birlikte yapalım. Yüreğiniz varsa çıkın işçilerin karşısına. Gelecekten şikâyet edenler, değiştirmek isteyenler gelin destek verin, sendikanız aramızda değilse bu işi layıkıyla yapacak olanları destekleyin. İşçi sınıfını ayağa kaldırarak siyaseti, ekonomiyi, barışı, kardeşliği emeğin çıkarları için yeniden düzenleyecek olanlara destek verin. Güç birliğinin amacı sendikal hareketi ayağa kaldırmaktır. Türkiye işçi sınıfı her gün mevzi kaybediyor. Bedellerle alınan haklar adım adım kaybediliyor. Ricacı, mevcut siyasi yapılarla iyi geçinme; bu anlayışı değiştirmek istiyoruz. Biz inadına emek örgütleriyiz. İnadına savaşacağız. Ücret sendikacılığı yapmayacağız” diyerek konuşmasını bitirdi.
Alkışlar ve sloganlarla başlayan toplantı işçilerin sloganlarıyla son buldu. Liman işçileri de salonda bir dayanışma standı açarak maddi ve manevi dayanışma sağlamaya çalıştılar ve direnişlerini diğer işçi kardeşlerine anlatma fırsatı buldular. Pek çok işçi ve sendika yöneticileri direniş çadırını ziyaret edeceklerine dair söz verdi. Liman-İş yönetimiyle hem direniş hem de güç birliği üzerine görüşüleceğinin söylenmesinin ardından direnişçi işçiler salondan ayrıldı.