You are here
BMİS Gebze Şubesi “Olağan” Genel Kurulu Hayırlı Olsun!
Akkardan direnişinden bir işçi

Bizler BMİS üyesi, işten atılmış, direnişleri bitmiş ya da devam eden işçiler olarak sendikamızın genel kuruluna katılmak için gittiğimizde, girişte genel merkez yöneticileri ve farklı bölgelerden şube yöneticileri de oradaydı. İçimden, herhalde fabrikalardan gelen delegeleri, temsilcileri ve misafirleri karşılıyorlar dedim. Tabii bunun böyle olmadığını kısa zamanda anlayacaktım. İçeri girmek için kapıya yöneldik. O “güzide” sendikacılar bir barikat gibi önümüze geçtiler. Hem kapı dışında hem de içerde durarak biz işçilerin içeriye girmesini engellediler. Bizler bu sendikanın üyesi olduğumuzu söylediğimizde “değilsiniz” dediler. Diğer işçi arkadaşlar “direnişimiz halen devam ediyor, biz buraya gireceğiz” dediler. Neyse 3 saat bizleri kapıda beklettikten sonra içeriye girme ısrarımıza karşı koyamadılar ve sonunda içeriye aldılar.
Biz dışarıda bunları yaşarken, çok “muhterem” genel başkanımız içerideki konuşmasında sendika yönetimimizin fena halde demokratik olduğundan bahsetmekteymiş! Bu sendikada bu lafları, bu hareketleri Kemal Türkler görseydi o genel başkanı otelin tepesinden aşağıya atardı herhalde. İşçiden, direnişçiden korkan ve hesap veremeyen, işi lagalugaya çeviren bir başkan! Yazıklar olsun!
Olağan genel kurul mevcut şube yönetiminin ve muhalif tarafın kendi aralarında “tatlı” bir rekabetiyle sürdü. Kimi zeytin dalı uzattı, kimi uzlaştı, kimi barışçıl olacağını söyledi, kimi aba altından sopa gösterdi. Tabii doğru noktalara temas edenler de vardı, o arkadaşlara haksızlık edemem. İlerleyen saatlerde yemeklerdi, çaydı, sohbetti derken (bu arada kulislerde pazarlıklar son sürat devam ediyordu) şu bizim kendini güvenlik görevlisi zanneden bürokratlarımız peşimizi bir an olsun bırakmadılar. Tuhaf bir korku ile ne yapacağımızı, nasıl davranacağımızı anlamaya çalışıyorlardı. Direnişçi metal işçilerinden, aylardır direniş yapan kadınlardan neden korkmuşlardı? Gerçekte ne olmuştu? Bence olay çok açık: Adnan Serdaroğlu bizim gibi mücadeleci işçilerin genel kurulda ortamı gereceği hususunda herkesi kandırmış ve “dışarıdakilere” karşı birlik olalım yalanına delegelerin büyük çoğunluğunu inandırmıştı. Bir düşünün, biz ki yıllardır bu sendikanın üyesiyiz ama “dışarıdan sendikaya saldıracaklar” yalanına kurban ediliyoruz.
Seçime geçildi ve sonuç olarak mevcut yönetim genel başkanın da üstün gayreti ve “taktikleri” ile tekrar seçildi. Ne diyelim hayırlı olsun! Hayırlı olur dedik ya, geçmişteki hayırlarına bir bakalım şu “muhterem” yöneticilerin. Son dönemlerde Akkardan, Çelmer, Sinter, Samka, Procast, Mutaş, KDS, Legrand vb. işyerlerinde işçilerin mücadelelerini “hayırla” sonuçlandırdılar! Bu yöneticilerin profesyonelliğini gidin Akkardan işçisine, Çelmer işçisine, KDS, Sinter, ProCasthala, Mutaş, Samka, hâlâ direnen Legrand işçisine sorun, anlatsınlar ne türden bir profesyonel olduklarını. Mevcut yönetimi destekleyen bir yönetici adayı şunları söylüyordu: “Tepedekiler istemezse ne grev olur, ne şalter iner, ne de işgal olur.” İşleyiş böyle. Hani tabanın söz, karar, iradesi? Başka biri konuşmasında “yahu bu işçiler sendikaya gelmezler, mücadele etmezler, her şeyden kaçarlar, suçu da şubeye veya genel merkezin yöneticilerine atarlar” diyordu. Ben şahsım adına söylüyorum, ona işçilerin nasıl mücadele verdiğini ve vereceğini anlatayım. Onun fabrikasına da giderim, isterse şubede veya genel merkezde çok güvendiği genel başkanlarından biri de olur yanında.
Evet dostlar, işçi bir kere mücadeleyi öğrenir ve örgütlenirse onu ne bürokrat sendikacılar ne de patronlar durdurabilir. Tüm eksiklere rağmen gene de sendikanın tabanında ses getirecek bir muhalif kesim doğmuştur. Onlara da hayırlı olsun. Devamını getirir ve bu işin takipçisi olurlarsa başarıya ulaşırlar.
Dostlar, hayırsızların çevirdiği çarktan hayır beklenemez. Bu sendikalar biz işçilerindir. Sendikalarımızı bürokratlaşmış asalaklardan temizlemeliyiz. Bunu da mücadele eder, örgütlenir ve birleşirsek yapabiliriz.
Yaşasın Mücadeleci Sınıf Sendikacılığı!
BMİS Bürokratları Badigartlığa Soyundu
Birlikteliğin Önemi