You are here
Direnişteki Çapa İşçileri Rektörlüğe Yürüdü!

İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 196 sağlık işçisinin işten atılacağının duyulması üzerine direnişe geçen Çapa işçileri, direnişlerinin 37. gününde rektörlüğe yürüdüler.
37 gün önce Çapa’da taşeron şirketlerde çalışan işçiler, çadır kurarak rektörlüğün saldırısını püskürtmek için direnişe geçmişlerdi. Taş-İş Der öncülüğünde sürdürülen direnişe, İTO, Dev Sağlık-İş, SES Aksaray Şubesi ve Tez Koop-İş 5 No’lu şube de destek verdi. Direniş çadırına sahip çıkan sağlık emekçileri, sadece işten atılmaların durdurulması için değil, taşeronluk sisteminin de ortadan kaldırılması için mücadele ediyorlar.
28 Mart Çarşamba günü, mahkeme kararlarını uygulamayan İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nü protesto etmek için Çapa’dan yürüyüşe geçilerek Beyazıt’ta bir basın açıklaması yapıldı. Saat 15.00’te direniş çadırında buluşan Çapa işçileri, çeşitli sendikalardan ve demokratik kitle örgütlerinden gelenlerle yürüyüşe geçtiler. Ayrıca direnişte olan Hey Tekstil işçileri de sınıf dayanışmasını güçlendirmek için oradaydı. Önce hastanenin içinde bir tur atılarak diğer taşeron işçileri de eyleme destek vermeye çağrıldı. Yapılan bu çağrının ardından oluşturulan kortejle Millet Caddesi’nden Beyazıt’a doğru yürüyüşe geçildi. Ses aracından direnişi anlatan kısa konuşmalar yapıldı. Sloganlar ve alkışlarla yürüyen sağlık emekçileri, haklı taleplerini dile getiren sloganlar haykırdılar: “Sağlıkta Taşeron Ölüm Demektir”, “Susma Haykır Taşerona Baş Kaldır”, “Mahkeme Kararı Uygulansın”, “Taşeron İşçisi Köle Değildir” ,“Hey Tekstil İşçisi Yalnız Değildir!”
Yürüyüş devam ederken Okmeydanı Devlet Hastanesi’nde çalışan Dev Sağlık-İş üyesi bir grup işçinin de korteje katılmasıyla birlikte “Yaşasın Sınıf Dayanışması” sloganı daha gür bir sesle yankılandı. Yürüyüş esnasında yol kenarlarında bulunan ve yürüyüşü pencerelerden izleyen insanlar da alkışlarıyla desteklerini sundular. Çapa’da işten atılan bir kadın işçi yaşadığı haksızlığı şöyle anlattı: “Ben bu üniversiteden mezun oldum. 10 yıl bu hastanede çalıştım. Bu işe girmeden önce evlenmemiştim. Şimdi ise evliyim ve çocuğum var. Ben buraya hayatımın önemli bir kısmını harcadım, emek verdim. Okumaksa okudum, çalışmaksa çalıştım; şimdi de bana ‘işten çık’ diyorlar. Zaten burada, taşeronda çalıştığımız için birçok ayrımcılığa maruz kaldık. Bu haksızlık durdurulmalı!”
Konuşmaların ardından yapılan basın açıklamasında 196 işçinin elinde mahkeme raporu olduğu, bu işçilerin asıl işvereninin İstanbul Üniversitesi olduğu ve taşeron olarak çalıştırılan işçilerin kadroya alınması gerektiği vurgulandı. İşçiler topladıkları dilekçeleri rektörlüğe ilettikten sonra, eylem sona erdi.
“Demek O UİD-DER Bu!”