You are here
Belçika’da Volkswagen işçilerine destek mitingi
Brüksel 2 Aralıkta 20 bin işçinin gösterisine sahne oldu. Gösteri, kapatılması planlanan Volkswagen fabrikasının işsiz kalma tehlikesiyle yüz yüze olan 4 bin işçisiyle dayanışma amacıyla gerçekleştirildi. Gösteride geçtiğimiz yıllarda kitlesel işten çıkarmalara maruz kalan Ford işçilerinin yanı sıra çeşitli fabrikalardan işçiler de kortejler halinde yer aldılar. Pek çok Avrupa ülkesinde olduğu gibi Belçika’da da, çokuluslu tekellere ait büyük fabrikalarda çalışan binlerce işçi, işyerlerinin emek gücünün daha ucuz olduğu yerlere kaydırılması nedeniyle ya işsiz kalıyor ya da daha düşük ücretlere ve uzun çalışma saatlerine razı olmak zorunda bırakılıyor.
Volkswagen’in Golf modelinin üretildiği Belçika’daki fabrikada yaklaşık 5 bin işçi çalışıyor ve yönetim bunlardan binini part time olarak alıkoyup geri kalanları işten çıkarmayı planlanıyor. Eğer plan gerçekleşirse Golf modeli Almanya’daki iki fabrikaya kaydırılacak ve Belçika’daki fabrika daha az sayıda işçiyle başka modelleri üretecek. Sendika bürokratlarının kapalı kapılar ardında gerçekleştirdiği görüşmelerden ne sonuç çıkacağı belli değil. Ama işçiler kendilerine hiçbir bilgi verilmemesinden ve sürecin dışına itilmekten son derece rahatsızlar.Sendikacılar 2 Aralıkta gerçekleştirilen gösterinin çeşitli Avrupa ülkelerinden işçilerin katılımıyla enternasyonal nitelikte bir gösteri olacağını duyurmuşlardı. Ne var ki, bunun için hiçbir çaba harcamadıkları açıkça görüldü. “Dayanışma delegasyonlarında” diğer ülkelerden gelen kalabalık işçi grupları yerine, az sayıda işçi ve sendikacı yer alıyordu. Volkswagen’in 50 bin işçinin çalıştığı Almanya fabrikasından gelen işçilerin ve sendika temsilcilerinin sayısı bir otobüsle sınırlıydı. Buna rağmen IG Metal temsilcileri kürsüde “uluslararası dayanışma” pozu vermekten utanmadılar.
Mitinge katılan işçilerin büyük bir kısmı, işyerlerinin kapanıp başka ülkelere kaydırılması nedeniyle işten atılmalara yakından tanık olmuşlar. Mücadelenin tek bir fabrikayla ya da ülkeyle sınırlı kalırsa kolay kolay başarıya ulaşamayacağına deneyimleri sayesinde görmüşler. Bu yüzden enternasyonal mücadelenin ne derece önemli olduğunun aslında sezgisel olarak farkındalar. Fakat sendikaların mevcut ataletiyle ve bürokratik yönetimleriyle bunun gerçekleşemeyeceğini görüyorlar. Bunun, önemli bir kesimi umutsuzluğa sürüklediği ortada. Ancak zaferin kapitalizmi yıkma yolunda verilecek bir mücadeleden geçtiğini gören işçilerin sayısı da her geçen gün artıyor. Aşağıdakiler mitinge katılan bir öğretmenin sözleri:
“Eylemin sürdürülmek ve yayılmak zorunda olduğunu düşünüyorum. Bu konuda sendika liderlerine bel bağlanamaz. En azından ülke çapında bir seferberlik zorunludur, ama daha da güzeli Avrupa ve ötesinin dayanışması olurdu. … Tüm kapitalist sisteme meydan okumak gerekiyor. Fakat mevcutta eksik olan şey bir öncüdür, bir işçi sınıfı partisidir.”