You are here
Biz mi onları izliyoruz, yoksa onlar mı bizi?
Aydınlı’dan UİD-DER üyesi bir grup genç işçi
İstanbul’un birçok yoksul semtinde olduğu gibi, Aydınlı’da da biz işçi ve emekçiler için yaşam zor ve çileli. Sosyal ve kültürel faaliyetlere katılmak, kendimizi geliştirmek istediğimizde, bu koşulların olumsuzluğu ile karşılaşıyoruz. Çünkü UİD-DER’den önce, ne böyle bir alan vardı ne de bunu oluşturacak kişiler. Etkinliklere katılmak için zaman, yol ve maddi imkânlarımızı zorlamamız gerekiyordu. Yani biz işçi ve emekçiler için yeri geldi mi bu bölge hapis hayatı oluyordu. Bu koşullar içinde çoğumuz vakit yokluğundan şikâyet ederek kendini hayatın akışına teslim etti, ama sonunda, durumun böyle sürmemesi için birlikte olduğumuz duyarlı arkadaşlarla UİD-DER çatısı altında birleştik.
Uzun zamandır içinde bulunduğumuz derneğin tiyatro çalışmasında eğitim aldıktan sonra ilk kez “medya” konulu bir oyunu gösterime sunduk. Bu günlere gelmek hiç kolay olmadı. Bu çalışmaya başladığımız ilk zamanlarda bir sahnemiz bile yoktu. Sonra hepimizin kolektif çalışması ve emeğiyle önce sahnemizi, ışık sistemimizi ve kulisi yaptık. Büyük emekler harcadığımız bu uzun sürenin sonunda da güzel bir oyun sergiledik.
Oyunumuzda medyanın en büyük halkası olan televizyonun hayatımızda nasıl bir yeri olduğunu seyirciye en iyi şekilde anlatmaya çalıştık. Televizyonun bizi nasıl kapitalist sistemin devamlılığını sağlayacak bireyler haline getirdiğini, düşüncelerimizin aslında bizim olması gereken düşünceler olmadığını, zamanımızı nasıl boşa harcadığımızı, “biz mi onları izliyoruz yoksa onlar mı bizi izliyor” dedirtecek bir oyun sergiledik. Gelen güzel eleştiriler anlatmak istediğimizi verebildiğimizin bir ifadesiydi. Biz işçi ve emekçiler azimle ve elbirliğiyle çalıştığımızda yapamayacağımız hiçbir şeyin olmadığını pratikte bir kez daha gördük. Artık görevimizin bilincindeyiz; daha çok çalışmak ve örgütlü mücadeleyi yükseltmek!
Şiir, şarkı, marşlarla yeni yıla ...