You are here
Kaplumbağalar da Uçar!
Aydınlı’dan bir deri işçisi
Merhaba arkadaşlar. Geçtiğimiz Pazar günü UİD-DER Aydınlı temsilciliğinde Saddam sonrası Irak’ta çekilen Kaplumbağalar da Uçar adlı filmi izledik. Film çok etkileyiciydi. Vicdanı ve onuru olan hiçbir insanın etkilenmemesi mümkün değildi. Yıllardır Saddam’ın zulmüne maruz kalan Kürt halkının öyküsü anlatılıyordu. Film, Irak-Türkiye sınırında bir Kürt mülteci kampında geçiyor. Elleri kolları kopmuş çocukların mayın toplamalarını ve Halepçe’de Saddam’ın askerleri tarafından tecavüz edilen Agrin’in yaşadıklarını anlatıyor, Kaplumbağalar da Uçar.
Filmin her karesi, acı ile doluydu. Tabii ki esas mesele bizlerin bu tür filmleri izleyerek kederlenmemiz değildir, bu tür filinler aracılığı ile işçi ve emekçi kardeşlerimize yaşananların ne anlama geldiğini anlatmaktır. Burjuvazinin her türlü ideolojik saldırısına karşı, bizler de elimizdeki tüm araçları kullanarak işçi sınıfının ideolojisini emekçi kitleler içinde etkin kılmalıyız.
Filmi izledikten sonra etkinliğimize katılan işçi ve öğrenci arkadaşlarla film üzerine sohbet ettik. Sohbette bugün içinden geçtiğimiz sürece damgasını basan milliyetçiliğe karşı durmanın önemini, Kürt halkına yönelik provokasyonlara ve savaş politikalarına karşı işçi ve emekçiler olarak neler yapabileceğimizi konuştuk. Film üzerine tartışmamızdan çıkan sonuç şuydu: İşçi-emekçi kitleler arasında örgütlülüğün ve dayanışmanın örülmesi için yılmadan, kararlı adımlarla, mücadele bayrağını yükseltmek gerekiyor! Ortadoğu’ya barış ve özgürlük işçilerle gelecek!Sizlerle paylaşmak istediğim aşağıdaki şiiri, Irak savaşında babası ve annesi ölen ve kendisinin de bacakları kopan bir çocuk, Irak savaşını yöneten Tommy Franks’a yazmış:
Ben Basralı Ömer,
Belki haberin yoktur diye yazıyorum Mr. Franks.
Önce demokrasi yağdı göklerimizden,
Sonra özgürlük geçti üstümüzden
Palet palet.
Ve insan hakları
Namlularından
Yüzü maskeli adamların
Saniyede bilmem kaç adet.
Demokrasi bizim eve de isabet etti
Bir gün sonra anladım koptuğunu ayaklarımın.
Tam on sekiz adet insan hakları saymışlar
Vücudunda babamın.
Annem yoktu zaten
Ben doğarken ilaç yokluğundan ölmüş
Ambargo falan dediler ya anlamadım
Çocukluk aklı işte
Oluşmadan sökülmüş.
Sizde de barış böyle midir Mr. Franks?
İnsan hakları çocukları yetim
Ve ayaksız bırakır mı orda da?
Düşer mi ayın kan gölüne aksi
Güpegündüz düşer mi pazar yerine demokrasi?
Zenginlik
İnsanları korkudan uykusuz bırakır
Kuşlar gökyüzünü terk eder mi orda da?
Babamla mırıldandığım son dua dilimde
Ayaklarım hastanede
Ve giymeye kıyamadığım pabuçlar kaldı elimde.
Çocukların var mı Mr. Franks?
Al, oğluna götür onları bari işe yarasın
Kim bilir belki baktıkça
Bazen beni hatırlarsın.
Bu nasıl demokrasi Mr. Franks?
Düştüğü yeri yaktı
Merhamet hür dünyaya
Bu kadar mı IRAK’tı?
3 Kasım mitingi
Peki Bedeli Kim Ödeyecek?