You are here
Alman Demiryolu Makinistlerinin Grevi
Almanya’da GDL sendikasına üye makinistler, demiryolu sektöründeki diğer iki sendikanın imzalamış olduğu toplu sözleşmeye imza atmayarak, ayrı bir toplu sözleşme imzalanmasını talep ediyor. Sektörde çalışan 20 bin makinistin dörtte üçünün üye olduğu GDL, Ağustos ayında süresiz greve çıkacağını ilan edince, burjuvazi bu grevi yasadışı ilan etmişti. Grev farklı mahkemelerce 4 kez yasaklanmış ve greve çıkılması halinde sendikaya para cezası kesileceği belirtilmişti.
Talepleri Alman Demiryolu Şirketi (Deutsche Bahn) tarafından karşılanmayan makinistler, tüm bu gözdağına rağmen, Kasım ayında 4 gün greve gittiler. GDL üyesi makinistler 4 gün boyunca her türlü baskıya rağmen talepleri doğrultusunda militan bir mücadele örneği sergilediler. Bu grev Almanya’nın uzun zamandan bu yana yaşanan en etkili grevi olarak nitelendirildi. İlk kez tüm trenler aynı anda çalışmadı. Grev sadece yolcu taşımacılığını değil yük taşımacılığını da ciddi oranda sekteye uğrattı.
Grevin en çarpıcı yönü Alman demiryollarında üç sendikanın örgütlü olması ve grevi üye sayısı itibariyle en küçük sendikanın gerçekleştiriyor olması idi. Bugüne kadar Transnet ve GDBA sendikaları ile ortak sözleşmeye imza atan GDL, bu yıl üyeleri için ayrı sözleşme imzalanmasını talep etti. Transnet ve GDBA sendikalarının sözleşmeye imza atmış olması nedeniyle, GDL sendikasına da bu sözleşmeye imza atması için baskı uygulandı. GDL ise, 1994 yılından bu yana üyelerine ücret zammı yapılmaması nedeniyle oluşan ücretlerdeki %10’lara varan ücret kayıplarının karşılanmasını, mesai ücretlerinin ödenmesini ve makinistlerin de diğer çalışanlar gibi 40 saat çalışmasını talep ediyor. Sendikanın bu talepleri Deutsche Bahn patronu tarafından reddedildi. Üstelik demiryolu şirketi, makinistlerin haftada 55 saate varan fazla çalışmaya razı olmalarını istiyor.
Sendikanın Ağustos ayında yapmış olduğu grev çağrısına %95 oranında evet diyen makinistler 14-17 Kasım arasında tüm baskılara rağmen etkili bir greve imza attılar. 900 makinist, hakları verilinceye kadar grevi sürdürmeye kararlı olduklarını belirttiler ve sendikalarının da kararlı olmasını istediler Alman hükümeti ve patronlar; polisi ve yargısıyla, grev kırıcılarıyla Alman makinistlerin grevini engellemeyi başaramadılar. Bunun yanı sıra, çeşitli tavizler vererek, görüşmeleri devam ettirmek istediklerini açıklamak zorunda kaldılar.
Demokrasi havarisi kesilen AB’nin motoru olan Almanya’da, grev öncesinde ve grev süresince yaşanan uygulamalar kapitalist sistemde kazanımların mücadeleyle korunabildiğini gözler önüne seriyor. Burjuva demokrasisi yalandan ibarettir. Burjuva demokrasisi baskıdan ibarettir. En geri kalmışından en gelişmişine kadar tüm kapitalist ülkelerde işçi sınıfına dayatılan, sömürü, açlık ve yoksulluktur. İşçi sınıfı için tek kurtuluş yolu ise kapitalizme karşı mücadeleyi yükseltmek ve sömürünün son bulduğu bir dünya kurmak için çalışmaktır.
Hereke Metal’de İş Kazası