You are here
Kapitalizm Genç Beyinleri Uyuşturuyor!
Gülsüyu’ndan bir işçi
Derneğimizin Gülsuyu Mahallesinde gerçekleştirdiği “İşçi Mahallelerinde Gençliğin Sorunları” etkinliğine katıldım. Slaytlar eşliğinde yapılan sunumda, yaşadığımız toplumda gençliğin nasıl da umutlarının karartıldığı ortaya konuyordu.
Fırsatını bulup da öğrenimine devam eden emekçi çocukları, her geçen gün artan eğitim masrafları nedeniyle eğitimlerini sürdürmekte zorlanmaktalar. Emekçi ailelerin gençlerinin, içinde bulundukları zorlu koşullardan üniversitelerden birine kapağı atarak kurtulabileceklerini düşünmeleri isteniyor. Oysa dershaneye gitmeye yeterli parası olmayan öğrenciler, tamamen rekabete dayalı ÖSS sınavında diğer akranlarıyla rekabet edebilecek duruma gelemiyorlar. Üniversitelerin kapıları emekçi çocuklarının yüzüne kapatılıyor.
Gelecekleri kapitalizmin çarkı tarafından tümüyle esaret altına alınan gençler, uyuşturucu batağına saplanarak denetim altına alınıyorlar. Böylece gençlerin sistem için “tehlikeli” hale gelmelerinin önüne geçilmeye çalışılıyor.
Genç beyinlerin uyuşturulması sadece uyuşturucu haplarıyla olmuyor. Bunun yanında televizyon da genç beyinlerin uyuşturulmasında en az diğer uyuşturucular kadar etkili. Burjuvazi elinde bulundurduğu bu araç sayesinde, kapitalizmin çirkefliklerini emekçi kitlelerin gözünden gizliyor, kendi uydurduğu yalanları gerçekmiş gibi sunarak onları denetim altında tutabiliyor.
Slaytlardan biri, başı bir televizyon şeklinde resmedilmiş birinin hayatının nasıl da kapitalizm tarafından esaret altına alındığını çok güzel anlatıyordu. Televizyon, içinden “şiddet ve suç” akımı geçen bir kabloyla prize (devlete) bağlanmıştı. İnsan aklını dumura uğratan kapitalizmin yaşamın her hücresine nasıl da sinmiş olduğunu anlatıyordu bu resim. Bizler kendimizi kapitalizm altında bu tahribatlardan biraz olsun koruyabiliyorsak, bunu UİD-DER’e borçluyuz.
İkinci bölümde birçoğumuz söz aldık. Konuşmalar, her birimizin daha önce kapitalizmin yozlaştırıcı etkisini kendi yaşantımızda nasıl gördüğümüzü ortaya koyuyordu. Gözlerimizdeki bağın bu ölçüde çözülebilmiş olmasını UİD-DER’e borçluyuz. Tüm emekçilerin gözlerindeki bağın çözülmesi, sömürünün ve sınırların olmadığı yeni bir dünyanın kurulabilmesini de mümkün kılacaktır.
Örgütsüzlüğün Getirdiği Rekabet