You are here
1 Mayıs’ın doğduğu Şikago’ya bir bakış
1 May 2021 - 16:15
Şikago (Chicago), 1800’lerin ikinci yarısında çehresi en çok değişen kentlerin başında geliyordu. 1830’larda nüfusu 4 bin olan bu küçük kasaba 1880’lerden itibaren tam bir sanayi ve ticaret kenti haline geldi. Anlı şanlı fabrikaların ve onların kibirli patronlarının kentiydi artık Şikago. Dünyanın ilk gökdelenlerinin mekânıydı. Demiryollarının, çelik endüstrisinin, hayvancılık ve et endüstrisinin, keresteciliğin merkeziydi. Ama aynı zamanda bir işçi kentiydi. 8 saatlik işgünü mücadelesinin merkeziydi.
ABD’li şair Carl Sandburg bu çelişkiyi anlatmak için 1914’te bir şiir yazar Şikago üstüne. Anlı şanlı patronların yani “Domuz Kasabının”, “Buğday Yığıcının” Şikagosu’ndan nefret ettiğini anlatır. Ve elbette “yapı yapan, parçalayan, yeniden yapan” işçilerin Şikago’suyla gurur duyduğunu. Şikago “Geniş Omuzların Şehri” lakabını Sandburg’un bu şiiri nedeniyle almıştır…
Şikago
Dünyanın Domuz Kasabı,
Araç Yapımcısı, Buğday Yığıcısı,
Demiryollarının Oyuncusu, Yük Taşıyıcısı Ulusun;
Fırtınalı, dayanıklı, gürültülü şehri
Geniş Omuzların:
Başı açık,
Kürek sallıyan,
Yıkan,
Tasarlayan,
Yapı yapan, parçalayan, yeniden yapan,
Duman altında, ağzı toz içinde, bembeyaz dişleriyle gülen,
Yazgısının korkunç yükü altında bir delikanlının umursamazlığıyla gülen,
Hiç savaş yitirmemiş bir savaşçı nasıl gülerse, öyle gülen,
Bileğinde nabzı,
Kaburgalarının altında halkın yüreği attığı için övünen ve gülen,
Övünerek Domuz Kasabı, Araç Yapımcısı, Buğday Yığıcısı,
Demiryollarının Oyuncusu ve Ulusun Yük Taşıyıcısı olduğu
İçin, yarı çıplak, kan ter içinde,
Gençliğin o fırtınalı, dayanıklı
Ve gürültülü kahkahasıyla gülen.
1884’te tüm Amerika’da 8 saatlik işgünü için bir kampanya yürütülüyordu. Aynı zamanda Amerika’yı dalga dalga sarsan bir ekonomik kriz yaşanıyordu. 1885’te şiddetli bir kriz dalgasına kapılan Şikago’da on binlerce insan işini kaybetti, açlığa sürüklendi. İşsizler acınası bir manzara oluşturuyor, evsiz insanlar sokaklarda soğuk ve açlıkla boğuşuyor, çocuklar basit hastalıklar nedeniyle ölüyordu. Difteri salgını nice can alıyordu. Fakat patronlar sınıfı zevkusefa içinde yaşamaya devam ediyordu. Oteller gazetelere verdikleri reklamlarda şöyle sesleniyordu varlıklı müşterilerine: “Müşterilerimiz tren istasyonunda karşılanır ve onları, sıradan halka temas ettirmeden otele getirmek için özel bir hat kurulmuştur.” Yine varlıklı insanlar Boston’da canlı istiridye yemeye, Viyana mutfağının farklı lezzetlerini tatmaya çağrılmaktadır aynı gazete reklamlarında. İşte bu durum işçi sınıfının öfkesini bilemekte, 8 saatlik işgünü mücadelesini yeniden canlandırmaktadır. 1886’ya gelindiğinde 1 Mayıs’ta genel greve gitme talebi yükseltilmektedir. Tüm kentlerde hazırlıklar yapılmaktadır ancak Şikago açık ara öndedir.