You are here
1 Mayıs geleneği inatçıdır
3 May 2021 - 21:05
Birleşen ve kitleselleşen işçi sınıfının ortaya koyduğu muazzam güçten derin bir korkuya kapılan egemenler, işçilerin birliğini kırmak için yeni tezgâhlar hazırlamaya koyuldular. Dünyanın her yerinde egemenler birbirine benzerler: Her yerde aynı kirli oyunları, aşağılık emelleri, eylemleri… 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesiyle sendikalar ve diğer işçi örgütleri kapatıldı; grevler ve toplu sözleşmeler yasaklandı, işçilerin kazanmış olduğu hakların pek çoğu geri alındı. İşçi hareketi ve sosyalist hareket tekrar canlanamasın diye yüz binlerce insan cezaevine atıldı, işkencelerden geçirildi, yüzlerce insan gözaltında öldürüldü, kaybedildi, onlarca devrimci idam edildi. 1 Mayıs süresiz olarak yasaklandı. Ama tüm zalimliklerine rağmen başaramayacaklardı, işçi sınıfı meydanlara dönecekti.
Bu sesler ne, yerin dibinden gelen,
Bu sesler, sabahın köründe?
Birileri var, direnen.
Bu uğultu ne, dört yanı sarmış.
Bu uğultu, sabahın köründe?
Bir şeyler var, çoğalan.
Bu ışık ne, bu ışık,
Dışardaki bu ışık,
Sabahın böğründe?
Ağaçlardır, kızaran.
Bu sesler ne? Bu sesler ne? Bu sesler ne?
Bu uğultu ne? Bu uğultu ne? Bu uğultu ne?
Ya bu ışık? Ya bu ışık? Ya bu ışık?
Birileri var, direnen
Bir şeyler var, çoğalan,
Ağaçlardır, kızaran.
Sözüm, treni kaçırdık, diyene.
(Sözüm Treni Kaçırdık Diyenedir, A.Kadir, 1981)
12 Eylül karanlığı yıllarca sürdü ama patronlar sınıfı, işçilerin yeniden ayağa kalkmasını ve bir araya gelmesini engelleyemedi. Darbenin zifiri karanlığının topluma kanser gibi yayıldığı bir dönemde, cesaretin, kararlılığın ve inanmışlığın hikâyesini yazdı Netaş işçileri… Darbe koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu gösterdiler. 12 Eylül karabasanına rağmen grev yaptılar, buzu kırdılar, suyun önünü açtılar. 1986 Netaş greviyle birlikte işçilerin yeniden caddeleri, sokakları, meydanları dolduracağı yeni bir dönem açılacaktı.
12 Eylül’den sonra ilk kitlesel 1 Mayıs etkinliği 1987’de düzenlendi. Etkinliğin gerçekleştiği Beyoğlu Emek Sineması dolup taşmış, salonun bulunduğu Yeşilçam sokağı hınca hınç dolmuştu. Can Yücel o davudi sesiyle ile “hava döndü” diyordu:
Hava döndü işçiden işçiden esiyor yel
Dumanı dağıtacak yıldız poyraz başladı
Bu fırtına yarınki süt limanlara bedel
Bahar yakın demek ki mevsim böyle kışladı
Hava döndü işçiden işçiden esiyor yel
Hava döndü işçiden işçiden esiyor yel
Burjuvazi askeri darbeyle geçmiş ile gelecek arasındaki aktarma kayışlarını kopartarak işçi sınıfının yeni kuşaklarının tarihsel mücadele geleneğine bağlanmasının ve bilinçlenmesinin önüne geçti. Sonraki yıllarda polis, 1 Mayıs kutlamaları için meydanlara çıkan sosyalistlerin ve öncü işçilerin üzerine kurşun yağdırdı ve gencecik fidanları katletti. Burjuvazi, işçi kitleleri 1 Mayıs’ın anlamını öğrenmesin ve sahip çıkmasın diye her türlü karalama kampanyasına başvurmaktan geri durmadı. Fakat yine de 1 Mayıs geleneğini unutturamadı, ona sahip çıkılmasını engelleyemedi. 1993’te sendikalar 1 Mayıs’ı kutlama kararı alırken, 1996’da İstanbul Kadıköy Meydanı’nı 100 bin kişi dolduracaktı. 2009’da ise AKP iktidarı 1 Mayıs’ı Emek ve Dayanışma Bayramı olarak resmi tatil günü ilan etmek zorunda kaldı.
1979 1 Mayısının mücadeleci kadınları