You are here
İstanbul’da “Sansüre Hayır” Eylemi
Sanat alanında örgütlenen pek çok sendika, meslek birliği ve platform, Türkiye’de artan sansür ve baskı uygulamalarına karşı ortak bir eylem düzenledi. DİSK/Sine-Sen, Oyuncular Sendikası, Sinema TV Sendikası başta olmak üzere pek çok kurum, sanatsal ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını isterken “Yalnız değiliz, bu mücadeleyi hep birlikte vereceğiz” dedi.
Türkiye’de siyasi iktidar, toplumu yapay temellerde ayrıştırma politikalarını kesintisiz sürdürüyor. Bu politikaların etkileri her alanda derinden hissediliyor. Ödül töreninde yapılan bir konuşma, bir gazete haberi, bir televizyon programı, geleneksel, kültürel farklılıklar gibi pek çok konu bu ayrışmanın malzemesi haline getiriliyor. Bu ortamda baskı ve yasakların daha da azgınca hayata geçirilmesi, demokratik hak ve özgürlüklerin daha da kısıtlanması mümkün oluyor. Egemenlerin kendi çıkarları için farklılıkları yapay temellerde kışkırtmasının bedelini işçi ve emekçiler ödüyor.
Son olarak “Kızıl Goncalar” adlı dizi filme “Toplumun milli ve manevi değerlerine aykırılıklar” bulunduğu gerekçesiyle yayın durdurma ve para cezası verilmesinin ardından 17 Ocakta Kadıköy Süreyya Operası önünde bir araya gelen emek ve meslek örgütleri, sansür uygulamalarını protesto etti. “Artık yeter! Sansür, yasaklar ve engellemelerden dolayı nefes alamıyoruz!” denilen eylemde “Sansüre Hayır, Yaşasın Özgür Sanat”, “Susma Haykır, Sansüre Hayır” sloganları atıldı.
Ortak basın metnini okuyan oyuncu Ece Dizdar şunları söyledi: “Bizler bu sansür uygulamalarıyla elbette ki ilk defa karşılaşmıyoruz. Tiyatro, sinema, dizi film gibi sanatın her alanında sıkça gördüğümüz sansür uygulamalarının normalleştirilmesi, sansürün kendisinden daha tehlikeli sonuçlar doğuracaktır.” Sanat alanındaki sansür uygulamalarının yayın durdurma ve para cezasıyla sınırlı olmadığını ifade eden Dizdar, tiyatro oyunlarının, konserlerin “kamu güvenliği” gerekçe gösterilerek yasaklandığını, belgesellerin gösterimlerinin durdurulduğunu, festivallerin iptal edildiğini hatırlattı. Korku iklimi yaratıldığını, ifade özgürlüğüne set vurulduğunu vurgulayan Dizdar, “Sansür normalleştirilemez. Sansürün ve sansürün yarattığı dolaylı sonuçlar karşısında tüm meslektaşlarımızı bir arada olmaya davet ediyoruz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.