You are here
Hayaller, Bıçaklar, Abdullah El Hamuud
Ankara’dan bir iş güvenliği uzmanı
On bir kere saplandı kara, kanlı bıçak
On bir kere
On altı yaşlarında bir delikanlıya.
“Bir parça ekmek düşer mi payımıza” diye düşünüp
Bir parça aş için,
Biraz da nefes almak için
Hayallerinin peşinden giden milyonlarca göçmen gibi
Kilometrelerce uzaklardan
Hayat ağacının köklerine, yaşamın canlılığına uzanan yolculukta
Kadim topraklara ayak basıp da
“Oh be yaşamak bu işte” denilmese de
“Nefes alıyoruz, bugüne de şükür” diyerek yaşamanın ağırlığını hiç düşündünüz mü?
Tartsak tartıda payımıza düşeni
Ve kan emicilerin gasp ettikleri ne varsa
Adaletin terazisi düzgün işler mi?
Sebze halinde kaç kilo sebze kaç para eder şimdi bilmem de
Daha doyasıya yaşamamışken hayatı
Güneş batarken
Gökyüzünün lilasıyla mavisinin birbirine nasıl karıştığını izleyememişken
Bir kara gözlü sevgilinin ellerini heyecanla tutamamışken
On altı yaşındaki Abdullah El Hamuud’un payına düşen
On bir kara, kanlı bıçak mı?
On bir kere saplandı kara, kanlı bıçak
On bir kere
Hayallerimin tam orta yerine
Ben Abdullah El Hamuud
İnsan olarak görülmesek de şu yeryüzünde
Adımızı bilmeseler de
Sorarlar hesabını bir gün, güneşi düşleyenler
Ekmeği adil bölüştürmek,
İnsanlığa soluk aldırmak için
“Yârin yanağından gayrı her şeyi bölüşmek için” diyenler
Sorar bir gün hesabını.
Sorar dünyanın bütün işçileri.