You are here
Dünya Meydanları: Savaşa, Düşmanlığa, Baskı ve Zorbalığa Hayır!
İsrail’de emekçiler savaşa karşı barış talebiyle eylemler düzenliyor
İsrailli emekçilerin, Netanyahu iktidarının Gazze’de sürdürdüğü savaşa tepkisi büyüyor. Savaş karşıtı eylemlerin baskılarla, yasaklarla engellenmeye çalışıldığı İsrail’de protestoların kitleselliği giderek artıyor. 18 Ocaktan bu yana Tel Aviv ve diğer şehirlerde binlerce işçi ve emekçi yürüyüşler ve mitingler düzenliyor, savaşın derhal durdurulmasını, rehinelerin serbest bırakılmasının sağlanmasını talep ediyor. Egemenlerin düşmanlaştırma politikalarına inat, İbranice ve Arapça “Yahudiler ve Araplar düşman olmayı reddediyor”, “Barış, eşitlik, adalet”, “Gazze’de ve Sderot’ta çocuklar yaşamak istiyor” sloganlarını yükseltiyorlar. İsrail devletinin savaş ve acı dışında bir şey vaat etmediğini dile getiren emekçiler, barıştan yana olduklarını haykırıyorlar.
Netanyahu hükümetinin savaştan beslendiğini, aylardır rehinelerin kurtarılması için hiçbir adım atmadığını belirten rehine yakınları ise 22 Ocakta parlamento binasını bastı. “Onlar orada ölürken siz burada oturmayacaksınız!” diyerek tepkilerini ortaya koyan acılı aileler derhal bir anlaşma yapılmasını istiyorlar. 24 Ocakta ise kadınların öncülüğünde 5 binden fazla işçi ve emekçi Tel Aviv’in ana yolunu trafiğe kapattı. Ayrıca Netanyahu’nun evinin önünde gerçekleştirilen eylemlerde “Sadece Mezarlıklara Netanyahu’nun Adı Verilecek” sloganlarıyla erken seçim ve Netanyahu’nun görevden alınmasını talep etti. Baskılara karşın içeride mücadeleyi yükselten emekçiler sonsuz savaş değil, halklar arasında barış istiyor, gözyaşı ve kan dursun istiyor.
İngiltere’de Filistin halkıyla dayanışma ve savaş karşıtı protestolar büyüyor
İsrail Gazze’de 25 binin üzerinde insanı katletti, yaralı sayısıysa 65 bine yaklaştı. İsrail devletinin katliamları devam ederken ABD ve İngiltere’nin Yemen’deki hava saldırıları, savaş çığırtkanı Batılı egemenlere olan öfkeyi bir kez daha biledi. 7 Ekimden bu yana kitlesel dayanışma gösterileriyle Filistin halkının yanında duran İngiltereli emekçiler kendi egemenlerine, diğer emperyalist güçlere ve savaşa karşı gösteriler düzenlemeye devam ediyorlar. Defalarca ulusal çapta mitingler düzenleyen emekçiler yüzbinler olup sokaklara çıkıyor, emperyalist savaşa karşı barış taleplerini en yüksek sesle haykırıyorlar.
Savaşı Durdurun Koalisyonu ve Filistin Dayanışma Kampanyası’nın çağrılarıyla 13 Ocakta yarım milyon insanın katıldığı dev bir yürüyüş daha gerçekleşti. Sendikaların ve sosyalist örgütlerin çağrılarıyla artan katılım, emperyalist savaş karşıtı mücadelenin güçlendiğini bir kez daha gösterdi. İsrail’e açıktan destek veren İngiliz hükümeti ve sözde muhalif İşçi Partisi, işçi ve emekçilerin tepkisi ve öfkesiyle karşılaşıyor. Savaştan yana tutum sergileyenlere karşı, mazlum Filistin halkıyla uluslararası dayanışmayı büyüten İngiltereli işçi ve emekçiler, her cumartesi düzenledikleri yürüyüşlerle ve Şubat ayında gerçekleştirecekleri ulusal çapta eylemlerle emperyalist savaşlara karşı mücadeleye devam edecekler.
Almanya’da emekçiler “Faşizme Geçit Yok!” dedi!
Almanya’da geçtiğimiz haftalarda aşırı sağcı, faşist parti ve örgütler, milyonlarca göçmeni toplu olarak sınır dışı etme planlarını ele aldıkları bir toplantı düzenlediler. Almanya için Alternatif (AfD) partisinden de isimlerin katıldığı bu toplantı ülke genelinde büyük öfke yarattı. 17 Ocakta başlayan protesto eylemleri takip eden günlerde yüz binlerin katıldığı mitinglere dönüştü. İşçi ve emekçiler, Nazizmin hortlatılmasına, düşmanlıkların körüklenmesine izin vermeyeceklerini göstermek için “Faşizme Geçit Yok!” şiarıyla Berlin, Köln, Münih, Hamburg ve daha pek çok şehirde meydanlara aktılar. 20 ve 21 Ocakta eylemlere katılanların sayısı 1 milyonu aştı. Sendikaların ve demokratik kitle örgütlerinin de desteğiyle büyüyen protestolarda, işçi ve emekçiler AfD’nin kapatılması ve faşizme karşı mücadele çağrıları yükseltti.
Tüm dünyada egemenler işçi ve emekçileri kutuplaştıran, düşmanlaştıran politikalarına hız veriyorlar. Gıda, barınma, enerji gibi temel ihtiyaçların pahalanmasının, enflasyon, işsizlik, yoksulluk gibi derinleşen sorunların nedeninin göçmenler olduğunu ileri sürüyorlar. Göçmen krizinin ve yoksulluğun derinleşmesi faşist partilerin güçlenmesine yol açıyor. AfD de düşmanlık ve kutuplaştırma siyaseti üzerinden Almanya’da en güçlü ikinci parti konumuna geldi. Sorunları çözümsüz kılınan örgütsüz emekçiler, bu partilerin ve yalan bombardımanının tesiri altında kalabiliyor. Kurtuluşu bu partilerde ve faşist politikalarında görebiliyor. Oysa faşizm baskı ve zorbalıktır, demokratik hak ve özgürlüklerin yok edilmesidir. Yoksulluğun, eşitsizliğin, sorunların daha da büyümesidir. Faşizm işçi ve emekçilerin nefessiz bırakılması, toplumun karanlığa sürüklenmesi demektir. Bu nedenle işçi ve emekçilerin yan yana gelerek faşizme karşı mücadeleyi büyütmesi çok önemlidir. Almanya’nın dört bir yanında meydanları dolduran emekçiler tüm sınıf kardeşlerini bu bilinçle yan yana gelmeye çağırıyorlar.
Avusturya’da emekçiler: Bir daha asla!
Almanya’dan sonra Avusturya da faşizm karşıtı gösterilere sahne oldu. 26 Ocakta Viyana’da on binlerce emekçi parlamento binası önünde bir araya geldi. İnnsbruck ve Salzburg’ta da büyük gösteriler düzenlendi. Tüm gösterilerde “Bir Daha Asla” sloganları atıldı. Emekçiler demokrasiden vazgeçmeyeceklerini, göçmen düşmanlığına, ırkçılığa, faşizme geçit vermeyeceklerini haykırdı.