You are here
Hak İhlallerine Karşı İşçi Mücadeleleri Sürüyor
Sendika düşmanlığına, mobbinge, ücret gaspına ve çeşitli hak ihlallerine karşı mücadeleler sürüyor. Ocak ayı alacakları ödenmeyen DİSK Limter-İş üyesi işçiler haklarını almak için, Tuzla Tersaneler bölgesinde bulunan Çiçek Tersanesi önünde direnişe başladı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çalışan sağlık emekçileri, teşvik ödemelerinin artırılması talebiyle hastane önünde bir kez daha eylem gerçekleştirdi. Öz Gıda-İş Sendikasının örgütlendiği Lezita’da işçiler greve çıktı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İstanbul Şişli Belediyesi işçileri toplu iş sözleşmesi şartlarının iyileştirilmesi talebiyle yeniden eylem yaptı. Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) çalışanları mobbing, düşük ücret ve sendika düşmanlığı gibi hak ihlallerine karşı basın açıklaması yaparak seslerini duyurdu. Tekgıda-İş Sendikası Eker’de sendika düşmanlığı ve işten atmalara karşı basın açıklaması yaptı.
Limter-İş üyesi işçiler ücret alacakları için direnişe başladı
Ücret alacakları patronlar tarafından gasp edilen Çiçek Tersanesi işçileri, 6 Martta tersane önünde direnişe başladı. Ocak ayı alacakları ödenmeyen DİSK Limter-İş üyesi işçiler, aynı gün direnişlerini tersanenin sahibi Newport Shipping firmasının önüne taşıdı. İngiltere menşeli firma önünde bir araya gelen işçiler ve sendika yöneticileri sloganlar eşliğinde ücret haklarının ödenmesi çağrısı yaptı.
Sendikanın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, firma yetkilileriyle yapılan görüşmede firmanın oyalama tekliflerinin kabul edilmediği, üyelerin ücret alacakları için firma önünde çadır kurularak direnişe devam edileceği duyuruldu. Yapılan eylemlerde “Tersane İşçisi Köle Değildir”, “Ücret Hakkımız Gasp Edilemez”, “Direne Direne Kazanacağız” sloganları atıldı.
EÜ Hastanesi çalışanları çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle eylem yaptı
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çalışan sağlık emekçileri, geçtiğimiz günlerde 2 yıldır arttırılmayan teşvik ödemelerinin artırılması talebiyle eylem yapmıştı. Hastane emekçileri hem teşvik ödemelerinin arttırılması hem de çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle 6 Martta hastane önünde yeniden eylem gerçekleştirdi. Eyleme SES, Hep-Sen, Türk Sağlık-Sen, Birlik Sağlık-Sen, Genel Sağlık-İş, Genç Sağlık-Sen ve Hekim Birliği Sendikası üyeleri katıldı. Poliklinik girişinde bir araya gelen emekçiler başhekimlik binasına yürüyerek taleplerini haykırdı.
Sendikalar adına açıklamayı Birlik Sağlık-Sen üyesi Mustafa Döven gerçekleştirdi. Döven, hastane çalışanlarının ağır çalışma koşulları, uzun nöbetler, eksik istihdam, sağlıkta şiddet, özlük haklarının aşındırılması gibi sorunlarla boğuştuklarını, bazı aylar geç yatırılan ücretlerin açlık sınırına dayandığını belirtti. Yetkililerin bir an önce sorumluluk alıp çözüm üretmeleri çağrısında bulundu. “Teşvik adı altında üzerinden vergi kesilen ancak emekliliğe yansımayacak şekilde parça parça yapılan ödemeleri kabul etmiyoruz” diyen Döven sadaka değil emeklerinin karşılığını istediklerini ifade etti. Ortak açıklamanın ardından diğer sendika temsilcileri de söz alarak sağlık emekçilerinin taleplerinin gerçekleştirilmesi için ortak mücadele vurgusu yaptı.
Eylemin ardından sendikaların sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamada, sendikaların ortak hareket ederek günlerdir yürüttüğü mücadele sayesinde teşvik mağduriyeti için rektörlük ile görüşme sağlandığı duyuruldu.
Lezita’da grev başladı
İzmir Kemalpaşa’da piliç eti ve işlenmiş et üretimi yapan Lezita’da 7 Mart gününün ilk saatlerinde Öz Gıda-İş Sendikası öncülüğünde grev başladı. Saat gece yarısına yaklaşırken dışardaki işçiler fabrika önüne “Bu İş Yerinde Grev Var” pankartını astılar. Akşam vardiyası bittiğinde ise işçiler şalteri indirerek onları dışarıda bekleyen işçilerin coşkulu karşılamasıyla grev alanına çıktı. Fabrika yönetimi gün boyunca yüksek sesle müzik yayını yaparak grev hazırlıklarını sabote etmeye çalıştı, jandarma fabrika önüne barikat kurarak işçileri korkutmak istedi. Tüm engellemelere karşın Lezita işçileri coşku ve kararlılıkla grevlerini başlattılar. Kadın işçiler ön saflarda yerlerini aldılar.
Lezita patronu işçilerin sendikaya üye olmasını engellemek için 2021 yılından bugüne kadar 50’ye yakın işçiyi işten attı. Sendikanın yetkisine itiraz etti. Sendika yetki davasını kazandı. İşveren mahkeme kararına rağmen sendikanın yetkisini tanımayıp toplu sözleşme masasına oturmayınca sendika grev kararı aldı. İşveren Hindistan’dan getirdiği işçilere grev öncesi işbaşı yaptırarak grev kırıcılığı yapıyor. Lezita işçileri ise “İşçiyiz, Haklıyız, Kazanacağız” diyorlar.
Şişli Belediyesi işçileri ek protokol talebiyle eylemlerini sürdürüyor
Genel-İş Sendikasında örgütlü İstanbul Şişli Belediyesi işçileri 6 Martta belediye önünde yaptıkları eylemle maaşlarının yükseltilmesi için ek protokol talep ettiler. Ek protokolle toplu iş sözleşmesi şartlarının iyileştirilmesini talep eden işçiler, mevcut ücretlerle geçinmenin mümkün olmadığını dile getiriyorlar.
Eylemde basın açıklamasını Genel-İş İstanbul 3 No’lu Şube Başkanı Zeynel Yiğit yaptı. Masada çözüm arayışında olduklarını belirten Yiğit, asgari değil insanca yaşam talep ettiklerini ifade etti. İstanbul’da asgari yaşam maliyetinin 47 bin lira olduğunu, işçilerin ise üç kuruş ücrete mecbur edilmek istendiğini söyleyen Yiğit, Şişli Belediyesinde işçilerin 27 bin lira ücret aldığını aktardı. Yiğit talepleri kabul edilene dek eylemlerini sürdüreceklerini vurguladı.
KA.DER’de çalışan kadınlar hak ihlallerine karşı eylem gerçekleştirdi
Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) çalışanları, mobbing, düşük ücret dayatması, fazla mesailerin ödenmemesi ve sendikal hakların tanınmaması gibi hak ihlalleri karşısında 6 Martta derneğin İstanbul Mecidiyeköy’deki ofisi önünde eylem yaptı.
Eylemde konuşan KA.DER çalışanı Gülşah Kızılkaya yaşadıkları ihlallere karşı DİSK Sosyal-İş’te örgütlendiklerini ancak dernek yönetiminin bir aydır sendikaya randevu vermediğini ifade etti. Yüzde 64,77’lik resmi enflasyona karşılık sadece yüzde 13,5 zam aldıklarını söyleyen Kızılkaya, dernek yönetimi tarafından mesai saatleri dışında da sürekli mobbinge uğradıklarını aktardı. KA.DER’de regl izinleri ile 8 Mart’ta dernek çalışanlarının izinli olması gibi konuların sürekli sorun olarak karşılarına çıkartıldığını belirten Kızılkaya, “çok düşük ücretlerle, sürekli mesaiye kalarak, ‘performansımızın’ mobbing yapılarak ölçüldüğü, sürekli kamera ile izlenen ve şeffaf bir iletişimin olmadığı bir kadın örgütünde çalışan bizlere söylenen tek şey, her şeyin hukuka uygun olduğu” diyerek hak ihlallerine tepki gösterdi. Kızılkaya son olarak dernek yönetiminin sendikayla masaya oturmasını ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmelerinin sendikayla imzalanacak protokolde yer almasını talep ettiklerini belirtti.
DİSK Sosyal-İş’in İstanbul Şube yöneticisi Şengül İşçi de bir konuşma yaparak kadın işçilerin taleplerine kulak verilmesi çağrısı yaptı. İşçi şunları söyledi: “Kuruluşunuzda ilan ettiğiniz ilkeleri öncelikle kurumunuzda ve çalışanlarınıza uygulayın. Düşük ücreti, fazla mesaiyi, hak ihlallerini, mobbingi ve sendikal örgütlenmeye dönük engelleri kaldırın. Aksi durumda öncelikle üyelerimizden, sonra yasalardan aldığımız yetki ve güçle mücadelemizi başta TBMM olmak üzere, tüm kadın mücadele platformlarına taşıyarak yaygınlaştıracağız.”
Tekgıda-İş Sendikası Eker’de sendika düşmanlığına karşı basın açıklaması yaptı
Tekgıda-iş Sendikası Eker’in Bursa Bölge Müdürlüğü önünde sendika düşmanlığı ve işten atma saldırısına karşı basın açıklaması gerçekleştirdi. Eylemde “Sendikaya Üye Olmak Anayasal Haktır. Eker Süt Ürünleri Yönetimini Anayasal Haklarımıza Saygı Duymaya Davet Ediyoruz” yazılı pankart açıldı.
Tekgıda-İş Sendikası 2017 yılının Aralık ayında Çalışma Bakanlığı’ndan Eker’de toplu sözleşme yapma yetkisi aldı. Eker işvereni depoların da gıda iş kolunda olduğunu belirterek sendikanın yetkisine itiraz etti. Mahkeme, sendikanın örgütlenmesi sırasında nakliyat iş kolunda gözüktükleri için örgütleyemedikleri depo işçilerini gıda iş kolunda sayarak işvereni haklı buldu. Tekgıda-İş Sendikası örgütlenme faaliyetine devam etti. 2023 yılında örgütlenme hızlanınca işveren 2 işçiyi işten attı. Son süreçte 3 işçi daha işten atıldı ve baskılar arttırıldı.
Basın açıklamasında “Çalışanların sendikaya üye olmaları, gerek Anayasamızın 51. maddesi, gerek 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile güvence altına alınmıştır. Eker Süt A.Ş. toplumda karşılığı olan İstanbul Sözleşmesi, otizmli çocuklara farkındalık gibi birçok sosyal projelere destek verirken çalışanlarının Anayasal haklarına karşı yapmış olduğu bu baskıcı tutum hiçbir şekilde kabul edilemez” denilerek Eker yöneticilerine sendikal baskılara son vermeleri çağrısı yapıldı. Patronların kendi menfaatlerini düşünerek TÜSİAD, MÜSİAD gibi işveren sendikalarına üye olduğu, işçilerin de kendi geleceklerini düşünerek sendikaya üye olma, toplu sözleşme yapma hakkının olduğu ifade edildi. İşçilerin Anayasal haklarına saygı duyulana kadar mücadelenin büyüyerek devam edeceği vurgulandı.
İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!