You are here
İsrail’in Gazze’deki Saldırıları Sürüyor, Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri Büyüyor
İsrail’in Gazze’de soykırım boyutundaki katliamları devam ediyor. 26 Mayıs akşamı Refah bölgesindeki çadır kampları bombalayan İsrail ordusu çoğu kadın ve çocuk onlarca kişiyi daha katletti. Sonraki günlerde de çadır kamplara yönelik saldırılarını devam ettirdi. Füze saldırıları sonucunda çıkan yangınlarda onlarca bebek, çocuk ve kadın diri diri yanarak can verdi. Ekim ayında başlayan saldırıların ardından zorla yerinden edilen 1,4 milyondan fazla insana sığınak olan Refah’ta ve Gazze’nin kuzeyinden güneyine birçok bölgesinde Filistin halkı soykırımcı İsrail devletinin silahları ve bombaları altında can vermeye devam ediyor. Batılı egemenlerin ikiyüzlü söylemlerine, sözde İsrail’i kınayan açıklamalarına, Birleşmiş Milletler Uluslararası Adalet Divanı’nın Refah’taki saldırılara son verilmesi yönündeki ‘talimatına’ rağmen İsrail devleti dünyanın gözleri önünde Filistin halkına yönelik topyekûn saldırılarını sürdürüyor.
Ancak dünyanın dört bir yanından işçi ve emekçiler, İsrail devletine ve suç ortağı konumundaki kendi ülkelerinin egemenlerine karşı Filistin halkıyla dayanışmayı sürdürüyor. Emperyalistlerin savaşına karşı barış talebini haykıran yüz binler dayanışma eylemlerini yaygınlaştırarak devam ettiriyorlar. Son olarak Refah’taki katliam karşısında işçiler, emekçiler, gençler dünyanın dört bir yanında İsrail’e ve suç ortaklarına karşı tepkilerini kitlesel eylemlerle yükseltiyorlar. ABD’den İngiltere’ye, İtalya’dan Fransa’ya yüzbinler meydanlara akmaya, soykırımcı İsrail devletine, savaş çığırtkanlarına ve ikiyüzlü emperyalistlere karşı Filistin halkıyla dayanışmayı büyütmeye devam ediyor.
İngiltere
İsrail’in Refah’taki çadır kamplara yönelik saldırılarının ardından başkent Londra’da binlerce kişi başbakanlık konutunun bulunduğu Downing Caddesinde toplandı. Öfkesi derinleşen emekçiler Savaş Karşıtı Koalisyon ve Filistin Dayanışma Kampanyası tarafından yapılan acil eylem çağrısına kulak vererek yağmurlu havaya rağmen akşam saatlerinde bir araya geldi. “Refah’tan elinizi çekin”, “İsrail’i silahlandırmaya son” sloganlarıyla Downing Caddesinden hükümete seslenen on binden fazla işçi, emekçi ve öğrenci “derhal ateşkes” talep etti. Rişi Sunak hükümetinin 4 Temmuzda genel seçime gitme kararı almasının ardından seçim yarışının başladığı İngiltere’de işçi ve emekçiler Netanyahu iktidarı kadar Sunak iktidarını da sorumlu tutuyor, iktidardaki Muhafazakâr Parti’den farklı bir tutum almayan sözde muhalefet İşçi Partisi’ne de tepkiler büyüyor. Düzenlenen eylemde “ateşkes yoksa oy da yok” diye haykıran kitleler iktidarın İsrail’le ticari ilişkilerine ve silah satışına son verilmesini talep etti. Acil eylem gösterileri Glasgow’dan Manchester’a Birleşik Krallık’ın birçok kentinde gerçekleşirken ülke çapında 36’nın üzerinde üniversite kampüsünde öğrenciler “Gazze ile Dayanışma Kampı” eylemlerini sürdürüyorlar. Dayanışma eylemleri çeşitli kent meydanları ve işyerlerinde yerel düzeyde devam ederken 8 Haziranda ise Londra merkezli ulusal çaptaki protesto gösterisinde yüzbinler yine yerini alacak.
ABD
ABD’de 7 Ekimden bu yana Filistin halkıyla dayanışma eylemleri kesintisiz sürüyor. Üniversite kampüslerinde devam eden “Gazze ile Dayanışma Kampı” eylemleriyle savaş karşıtı hareket büyümeye devam ediyor. İsrail’in Refah’taki son saldırılarının ardından öfkesi büyüyen ABD’li işçi ve öğrenciler New York’tan Kaliforniya’ya birçok eyalet ve kentte düzenledikleri eylemlerle İsrail’in saldırılarını ve suç ortağı Biden hükümetini protesto etti. San Francisco ve New York şehirlerinde düzenlenen eylemlere katılan binlerce kişiye polis saldırdı, onlarca kişiyi gözaltına aldı.
ABD’de Columbia Üniversitesinde başlayan Gazze Dayanışma Kampı eylemleri kısa süre içerisinde 100’den fazla kampüse yayılmış, öğrencilerin büyüyen hareketi polis tarafından şiddetle bastırılmaya çalışılmış, 3 binden fazla öğrenci ve üniversite çalışanı gözaltına alınmıştı. Ancak ne öğrenciler ne de üniversite çalışanları polisin sert saldırılarına, hükümetin baskısına ve medyanın karalama kampanyalarına boyun eğiyorlar. Filistin halkıyla dayanışma eylemleri California Üniversitesinde örgütlü UAW sendikasının 4811 nolu şubesinin grev kararı almasıyla büyümeye devam ediyor. “Öğrencilere ve öğretim görevlilerine yönelik saldırılara sessiz kalmayacağız, ayağa kalkacağız” diyen ve California Üniversitesinin farklı kampüslerinde farklı günlerde greve çıkan yaklaşık 15 bin işçiye önümüzdeki hafta da diğer kampüslerden yaklaşık 16 bin işçi katılacak. Öğrenciler ve üniversite çalışanları disiplin cezalarına, okuldan atma tehditlerine rağmen dayanışma eylemlerine, grevlere ve mücadeleye birlikte devam ediyorlar. 8 Haziranda ise on binlerce ABD’li işçi, emekçi ve öğrenci İsrail’i ve suç ortağı Biden hükümetini protesto etmek için Beyaz Saray önünde kitlesel gösteri düzenleyecekler.
Fransa
İsrail’in Refah’taki katliamlarının ardından kitlesel eylemlerin düzenlendiği bir başka ülke de Fransa oldu. 27 Mayıstan itibaren her gün meydanlara çıkan Parisli işçi ve emekçiler başkent sokaklarında Gazze’de onlarca bebek, çocuk ve kadının diri diri yandığı katliamları kınadı, “Hepimiz Gazzeli çocuklarız!” diye haykırdı. Paris’te Cumhuriyet Meydanında düzenlenen eylemlerde emekçiler Fransa hükümetinin İsrail’e yaptırım uygulamasını istedi, suç ortağı Macron hükümetini protesto etti. Parisli emekçiler meydanlarda “Soykırıma son” çağrısını yükseltmeye devam ediyorlar.
İsrail
İsrail’in acımasız saldırıları her geçen gün daha fazla Filistinli emekçinin canına mal olurken İsrailli emekçiler de barış talebini İsrail’den yükseltiyor. Aylardır başta Tel Aviv olmak üzere ülkenin çeşitli şehirlerinde bir araya gelen İsrailli emekçiler savaşa son verilmesini, kalıcı bir ateşkes karşılığında esirlerin geri getirilmesini, Netanyahu hükümetinin istifasını talep ediyorlar. 25 Mayıs Cumartesi gece saatlerinde bir kez daha meydanlarda toplanan binlerce kişi hükümeti protesto etti, hükümetin istifası ve seçime gidilmesi çağrısında bulundu.
İsrail’in Gazze’deki saldırılarında ölen Filistinli sayısı 36 binin üzerine çıkarken savaşa son verilmesi çağrıları dünyanın diğer ülkelerinde de yükselmeye devam ediyor. İşçiler ve emekçiler Belçika’da ve Meksika’da İsrail elçiliği önünde toplanarak, İtalya’da ve İspanya’da tren istasyonlarını işgal ederek Filistin için adalet talebinde bulundu, İsrail’in katliamlarını protesto etti. İsveç’te İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarının sona ermesi talebiyle oturma eylemi düzenleyen Lund Üniversitesi öğrencileri polisin saldırısına uğradı. Gazze ile Dayanışma Kampı eylemlerinin kitlesel bir şekilde gerçekleştiği üniversitelerden biri olan Kanada’daki Toronto Üniversitesi öğrencileri de eylemlerini yaygınlaştırarak devam ettiriyorlar. Kampüslerinden “Özgür Filistin” diye haykıran öğrenciler emperyalist savaşa karşı mücadeleyi ve dayanışmayı büyütme çağrısında bulunuyorlar.
Dünyayı ateşe veren, kentleri, doğayı, on binlerce masum insanı katleden emperyalistler, bu zulme boyun eğmeyenleri de baskı ve zorbalıkla susturmak, ezmek istiyorlar. Savaş karşıtı en ufak muhalefetin yükselmesini engellemek istiyorlar. Çünkü dili, rengi, inancı ne olursa olsun dünyanın tüm işçileri aynı sınıfın evlatlarıdır ve sınırları aşan, ortaklaşan taleplerle mücadele etmeleri, dayanışma içinde olmaları emperyalistlerin çıkarlarına ters düşüyor. İşte tam da bu yüzden başta emperyalist savaş olmak üzere işçi sınıfının tüm sorunlarına karşı çözüm uluslararası sınıf dayanışmasını ve mücadelesini büyütmekle mümkün olacak.