You are here
SES: Sağlıkta Ticaret Ölüm Demektir!
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi sağlık emekçileri 24 Ekimde pek çok ilde basın açıklamaları gerçekleştirerek devletin sağlık politikalarını, sağlık emekçilerinin maruz kaldığı sömürüyü ve tüm bunların bir sonucu olan bebek ölümlerini protesto ettiler. “Sağlıksızlık üreten, bebeklerimizin canına kasteden bu sistemi birlikte değiştireceğiz” diyen sağlık emekçileri “sağlıkta ticaret ölüm demektir” diye haykırdı. Çeşitli kentlerde eylemlere, sağlık emekçilerinin yanı sıra hasta ve hasta yakınları da destek verdi.
SES Bakırköy Şubesi tarafından Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde yapılan basın açıklamasında AKP’nin başlatmış olduğu “sağlıkta dönüşüm programı” eleştirilerek, özelleştirmelerle birlikte sağlığın sermayenin hizmetine verildiği vurgulandı. Sağlığın toplumsal bir olgu olduğunun, koruyucu sağlık sisteminin öncelenmesi gerektiğinin ifade edildiği açıklamada, şu sözlere yer verildi: “Bunun için birinci basamak sağlık hizmetleri hayati önemdedir. Bu hizmetler bölge tabanlı ve toplum merkezli olmalıdır. Geçmiş dönem var olan sosyalleşmeye dayalı sağlık ocağı sistemindeki aksaklıklar giderilmeli, iyileştirilerek daha güçlü bir birinci basamak örgütlenmesi yaratılmalıyken bu sistemi yönetenler; birinci basamağı çalışamaz hale getirdiler. Koruyucu sağlık hizmetleri tamamen rafa kaldırıldı ve tedavi edici hizmetlerin bir parçasına dönüştürüldü. Aile hekimliği hizmet verdiği nüfus ve bölgenin özelliklerine tamamen yabancılaştı, birinci basamak sağlık hizmetleri tedavi merkezli hale geldi. Küçük hastanelere dönüştürüldü.”
Teşvikler sayesinde cazip hale gelen özel sağlık sektörüne sermayenin ilgisinin büyük olduğunu ve böylece hastaların bedenlerinin kâr uğruna sürekli istismar edildiğinin vurgulandığı açıklama şu şekilde devam etti: “Sürekli olarak sağlık emekçilerinin temel ücretini düşük tutarak performans, teşvik vb. güvencesiz ücretlendirme getirdiler. Gelirleri arttırmak için fazla mesai ve fazladan nöbetler tutmaya başladık. 2-3 kişinin işini tek kişiye gördürdüler.”
“Sağlıkta Dönüşüm Programının” çöktüğünün ifade edildiği basın açıklaması şu taleplerle son buldu:
- Özel sağlık kurumlarına değil kamu sağlık kurumlarına yatırım!
- Bireysel ve tedavi merkezli değil, toplum ve bölge tabanlı koruyucu sağlık!
- Ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir ve anadilinde sağlık hizmeti!
- Taşeron, sözleşmeli, 4/B, 4/C, 4/D, 3+1 değil tek ve kadrolu çalışma!
- Performans değil, emekliliğimize yansıyacak temel ücret ve ücretlerimizde artış!
- Devasa şehir hastaneleri değil topluma yayılmış, ulaşılabilir sağlık kurumları!
İşte bu dediklerimizi; kale almadığınız, bizleri dinlemediğiniz, sağlığı piyasalaştırdığınız ve kâr aracına dönüştürdüğünüz için bugün bebeklerimizin özel hastane yoğun bakımlarında nasıl katledildiği haberleri ile sarsılıyoruz. Yaşanan bu katliamı birkaç kişiye yıkarak, birkaç hastane kapatarak örtemezsiniz. O hastanelerde çalışan suçsuz emekçileri işsiz bırakamazsınız!
- Derhal tüm özel hastaneleri kamulaştıracaksınız!
- Dönemin il sağlık müdürü olan Sağlık Bakanı dâhil denetimden sorumlu tüm bürokratları görevden alarak, adli ve idari soruşturmaya dahil edeceksiniz!
- Hastane patronları, şirket yöneticilerini de soruşturmaya mutlaka dahil edeceksiniz!
- Kamu hastanelerindeki istihdam açığını hızla giderip liyakatsiz-torpilli yöneticilerinizi geri çekeceksiniz!
- Yönünüzü sermaye tekellerine değil halka, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine döneceksiniz!
Olur Kardeşim Olur!
Hangisi Daha Zor?