You are here
Her Şey Karşıtıyla Vardır
Avcılar’dan bir kadın işçi

Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor. Baskıcı yasalar artırılıyor, ülke yönetimleri ırkçı, faşist yönetimlere geçiyor. Yalanlarla emekçileri peşlerine takıyorlar. Ülkemizde de durum farklı değil. Zorlu koşullarda yaşıyoruz. Yıllardır ekonomik zorluklarla uğraşıyoruz. Alım gücü sürekli geriliyor, maaşlar eriyor. Emekçilerin yükü sürekli artıyor. Daha fazla çalışmak, ek işlere gitmek, az uyumak, az dinlenmek ve daha fazla çalışmak… Tüm bu çalışmanın karşılığında en temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamıyoruz.
Bir de karşısında emeğine sahip çıkan, artık yeter diyen direnişçi işçiler var. Haftalardır Türkiye’nin dört bir yanında haklarına sahip çıkıyorlar. Geri adım atmıyor ve tüm emekçilere seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Mesela polisi, jandarması, kaymakamı, müftüsü da Polonez direnişçilerini korkutup sindirmek, pes ettirmek için elinden gelenleri artlarına koymadılar. Yerlerde sürüklediler, gaza boğdular, gözaltı yaptılar, tehdit ettiler, yürüyüşlerini engellediler… Ama vazgeçiremediler!
Peki, neden bu kadar tahammülsüz, telaşlı ve panik haldeler? İşçilerin eylemleri büyür, işyeri ve fabrikalara yayılır, kitleselleşir ve üretim genel anlamda durursa, hayat da durur. Egemenlikleri sarsılır, koltuklarından, zenginliklerinden olurlar. Yönetenler ne kadar büyük laflar ederlerse etsinler, ülkenin iyi olduğu yalanını söylesinler, ekonomi yolunda deyip dursunlar, kendilerinden emin görünsünler beyhudedir. İşler yolunda gitmiyor uzun zamandır. Kasalar boşaldı, borç arayıp duruyorlar. İşçilerin sırtına nasıl daha fazla bineriz diye şeytanın aklına gelmeyecek vergiler icat ediyorlar. Emekçilerdeki huzursuzluk sürekli artıyor. Bunu çok iyi biliyorlar ve korku içindeler. Sürekli güven anketi yaptırıp duruyorlar. Tüm bu saldırgan ve baskıcı davranışları ömürlerini biraz daha uzatmak, ayrıcalıklarını kaybetmemek içindir ama nafile!
Ne yaparlarsa yapsınlar, belki bugün değil ama korktukları günler elbet gelecek. Korktukları her şeyi yaşayacaklar. Dünyanın dört bir yanında öfke büyüyor ve tepkiler artıyor. Hiçbir şey değişmez, değişmiyor demek yok! Moral bozmak, can sıkmak yok! Yılgınlığa hiç mi hiç yer yok! Örgütlü mücadeleye katılmaktan ve işçi sınıfına, mücadele dostlarına güvenmekten başka çaremiz yok. Mücadeleye omuz verelim.