You are here
Arıtaş Kriyojenik İşçileri de Greve Çıktı
Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine Birleşik Metal-İş Sendikası kademeli grev kararı almıştı. 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin 4 fabrikasında, 13 Aralık GE Grid Solutions ile Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli fabrikalarında başlayan ve yasak kararına rağmen devam eden grevlere 19 Aralıkta Arıtaş Kriyojenik grevi eklendi.
Sabah saatlerinde “Bu İşyerinde Grev Var” pankartı arkasında toplanarak alkışlarla fabrika önüne gelen işçiler “Direne Direne Direnişten Zafere”, “Direne Direne Kazanacağız”, “Sadaka Değil Toplu Sözleşme” sloganlarını haykırdı.
Metal işçilerinin grevi yenilerinin eklenmesiyle büyüyor.
— UİD-DER (@uid_der) December 19, 2024
Birleşik Metal-İş'in örgütlü olduğu Arıtaş Kriyojenik'te de grev başladı. Balıkesir Gönen'de bulunan MESS'e bağlı fabrikada çalışan 132 işçi "Direne Direne Kazanacağız" sloganlarıyla grev pankartını astı.#Grev… pic.twitter.com/qLuFIeD8hk
Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Özkan Atar, grev alanında bir konuşma yaptı. Atar, Türkiye’de geçmiş yıllarda da emekçilerin geçim sıkıntısı çektiğine, fakat son yıllarda yüksek enflasyon karşısında alım gücünün daha da fazla düşmesi nedeniyle gelir dağılımındaki en adaletsiz dönemin yaşandığına değindi. Atar sözlerine şöyle devam etti: “Biz aylıklarımızla, kazancımızla neredeyse bir ev kiramızı bile ödeyemeyecek hale geldik. Bunun sorumlusu bizler değiliz. Bu ülkedeki milyonlarca emekçi değil. Biz üretiyoruz, çalışıyoruz, alınteri döküyoruz. Biz kazandırıyoruz bu sermayeye ve ülkeyi yönetenlere, yerli ve yabancı sermayeye. Biz kaybederken onlar kazanıyor. 2016’dan 2024’e gelindiğinde bizim milli gelirden aldığımız pay yüzde 36’dan yüzde 26’lık seviyeye düştü. Yani milyonlarca emekçinin yaşamı yoksullukla karşı karşıya kaldı.” Atar, toplu sözleşmelerle bu yoksullaşma karşısında ücretleri arttırmaya, işçilerin çocuklarına götürebileceği ekmeği bir parça büyütmeye çalıştıklarını söyledi. Grev yasaklarına değinen Atar, grevin hem Anayasa Mahkemesi kararları hem de Türkiye’nin imzaladığı uluslararası sözleşmelerden kaynaklı işçilerin hakkı olduğunu söyledi. Grev hakkını yasalara geçiren 1963 Kavel Destanını hatırlatarak “Biz bu hakkı kazandık. Bu ülkede hiç kimse bizim grev hakkımızı ve metal işçisinin ekmeğini elinden alamaz” dedi.
13 Aralık gecesi Cumhurbaşkanlığı kararıyla metal işçilerinin grevi “mili güvenliği bozucu nitelikte görüldüğü” gerekçesiyle yasaklanmış, Birleşik Metal-İş Sendikası yasak kararının ardından, Anayasaya aykırı, MESS’e özel, adrese teslim olarak alınmış bu hukuksuz kararı tanımadıklarını, adil bir toplu iş sözleşmesi imzalanana kadar grevlerini sürdüreceklerini açıklamıştı.