You are here
Taleplerimiz İçin 1 Mayıs’ta Alanlara!
İkitelli’den bir metal işçisi
Ben metal sektöründe çalışan bir işçiyim. Uzun saatler çalışmamıza ve patronumuzun kâr oranının yükseldiğini bilmemize rağmen nedense patronumuzu ve onun uşaklarını bir türlü tatmin edemiyoruz, edemeyeceğiz de. İçinden geçtiğimiz kriz nedeniyle biz çalışanlar ekonomik olarak mağdur olmamıza rağmen patronumuz krizi fırsata çevirmeyi bildi. Yeni dükkân ve iş makineleri aldı. Bizim örgütsüz oluşumuz patronun işini iyice kolaylaştırdı. İşsiz kalmadık fakat o kadar pasifize edildik ki açlık korkusu, işsizlik korkusu nedeniyle patronun ekmeğine yağı, balı kendi elimizle sürdük. Birlik olmak, bir araya gelmek, haklarımızı istemek yerine patronun her dediğine evet demek zorunda kaldık. Örgütlü olabilseydik şu anki koşullarımız daha iyi olurdu. Böylesi koşullarda 1 Mayıs’ı karşılıyoruz.
Çeşitli sektörlerden işçilerle 1 Mayıs’ın önemi, tarihçesi, bizlerin neden bugüne sahip çıkmamız gerektiği üzerine sohbetler ediyoruz. Alanlara çıkıp patronlara karşı taleplerimizi haykırmanın ne kadar önemli olduğundan, bunun için alanlara çıkmamız gerektiğinden bahsettiğimizde, televizyonlarda çarpıtılmış biçimde yayınlanan daha önceki yıllara ait 1 Mayıs görüntülerinin onları ne kadar korkuttuğu görülüyor. Bir işçi arkadaş, “1 Mayıs’a katılmak isterim. 1 Mayıs işçilerin bayramı. Fakat ben katılamam. Katılırsam ailemle katılırım. Çatışma oluyor, şiddet var. Bayram coşkusunda kutlanması gerekirken hep kavga var. Ben öyle bir ortama ailemi nasıl götüreyim” diyor. Başka bir arkadaş, “daha o güne çok var. Bakarız. O gün bir gelsin hele” diyerek geçiştirmeye çalışıyor. Genç bir işçi arkadaş, “ailem izin vermez zaten” diyerek ailelerimizin nasıl bir bakış açısıyla baktığını gösteriyor. Bir arkadaş iyice dolmuş olacak ki, “ben gideceğim. Oğlum da gelir. Bize ait bir gün. Niye gitmeyelim ki!” diyor.
Patronlar sınıfının yıllardır uyguladığı psikolojik basınç nedeniyle işçiler kendilerine ait olana bile sahip çıkamıyor. Özellikle televizyonlardan gösterilen polisin saldırı görüntüleri ve çatışmalar nedeniyle yaratılan korku, toplumu iyice sarmış durumda. Geçen yıl 1 Mayıs resmi tatil ilan edilmesine rağmen işçiler fabrikalarından alanlara çıkmadı. Ya işe gidip çalıştı ya da evinde oturmayı tercih etti. Son yıllarda sürdürülen alan tartışmaları nedeniyle özellikle İstanbul’da birleşik ve kitlesel bir 1 Mayıs kutlanamadı. Bu yıl Taksim Meydanı’na izin verildi. Fakat yıllardır medya üzerinden kitlelere aşılanan “1 Mayıs’a gidersen dayak yersin, polis gözaltına alır” argümanları nedeniyle emekçiler alanlara çıkma konusunda korkularını yenmiş değiller.
Fakat korkunun ecele faydası yok. Patronlar sınıfının tüm baskılarına rağmen 1 Mayıs biz işçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü birleşik ve kitlesel bir biçimde coşkuyla kutlanmalıdır. Bunun için bizlere düşen bu anlamlı güne sahip çıkmak ve 1 Mayıs günü fabrikalardan, mahallelerden alanlara yürümektir. Haklı taleplerimizi hep birlikte patronlar sınıfına karşı haykırmaktır.
Yaşasın İşçilerin Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü!
Yaşasın 1 Mayıs! Biji Yek Gulan!
1 Mayıs’a Çağırıyoruz!
Yapı Kredi (Sömürü) Bankası