You are here
UİD-DER Pikniğindeydik
Sefaköy’den bir tekstil işçisi
Merhaba dostlar, ben tekstil sektöründe çalışan bir fabrika işçisiyim. Pazar günü UİD-DER’in düzenlemiş olduğu pikniğe katıldım. Pikniğimize fabrikalardan işçi arkadaşlarımız, okullardan öğrenci kardeşlerimiz ve ailelerimiz katıldı. Sabah erken saatte toplanıp yola çıktık. Piknik alanına vardığımızda bizden önce giden ekip çayı demleyip ateşi yakmış bizi bekliyordu. Arabalardan eşyalarımızı indirdikten sonra bir arkadaşımız bizlere piknikte uymamız gereken kuralları ve programı açıkladı. Daha sonra bazılarımız kahvaltı hazırlamaya bazılarımızsa hemen top oynamaya başladık. Kahvaltı hazır olduktan sonra hep beraber kahvaltımızı yapıp çayımızı içtik. Sonrasında ise hep birlikte ormanda geziye çıktık.
Gezerken bir yandan şarkılar söylüyor bir yandan da ormanın o muhteşem güzelliğini seyrediyorduk. Söylemeden geçmek istemiyorum ormanda geziye veya koşuya çıkanlar bizlere gülümseyerek, şaşkınlıkla ve imrenerek bakıyorlardı, çünkü coşkumuz onları etkiliyordu. Gezimiz bittikten sonra hep birlikte oyunlar oynamaya başladık. Voleybol, mendil kapmaca gibi oyunlar oynadık. Bu arada öğlen yemek saati gelmiş tabii hiç farkına varmadan. Yine hep birlikte yemeğimizi yedik. Daha sonra ise yaktığımız ateşin başında toplanıp şarkılar türküler söyleyip şiirler okuduk.
Bu bölümde bir de işçi kürsüsü vardı. İşçi ve öğrenci arkadaşlarımız söz alarak konuştu. Konuşmalarımız daha çok önümüzdeki 1 Mayıs üzerine oldu, çünkü 1 Mayıs bizler için önemli bir gün. Katılmanın ne kadar önemli olduğunu, ne için katılmak gerektiğini konuştuk. Bir arkadaşımız fabrikada nasıl kötü koşullarda çalıştığını anlattıktan sonra, ben de “bu koşulların düzelmesi için, insanca yaşamak için, taleplerimizi gür sesimizle haykırmak için katılacağım 1 Mayıs’a, çünkü mücadele etmekten ve taleplerimizi haykırmaktan başka alternatifimiz yok” dedim. Bir başka arkadaşımızsa 1 Mayıs’a katıldığı ilk günü bizlere anlatarak şunları ekledi: “1 Mayıs işçi sınıfının gövde gösterisidir, dosta düşmana biz buradayız ve taleplerimizi haykırıyoruz deme günüdür, işçi sınıfının uluslararası birlik ve mücadele günüdür, ben de bunun için 1 Mayıs alanında yerimi alacağım.”
Aramızda bugüne kadar hiç 1 Mayıs’a katılmayan arkadaşlarımız da vardı. Onların da o günü heyecanla bekledikleri gözlerinden belliydi. Bu sohbetimizin ardından yine hep birlikte geziye çıktık, yine şarkılar türküler söylüyorduk, ama bir öncekinden farklı olarak herkes 1 Mayıs’ta neleri haykırmak gerektiğini söylüyordu. Yine güzel ve eğlenceli bir gezi yaptıktan sonra gelip eşyalarımızı toplamaya başladık. Artık evlerimizin yolunu tutma vakti gelmişti. Eşyalarımızı topladıktan sonra bizi almaya gelecek olan arabayı beklerken halaylar çektik, türküler söyledik. Arabamız geldi ve piknik alanından ayrıldık.
Şimdi sorarsanız sen neler hissettin diye, bu pikniğimizde de yine her yıl olduğu gibi içim sevinçle doldu, geçirdiğim güzel unutulmayacak pikniklere birisi daha eklendi ve bizim ne kadar doğru bir yerde, doğru bir birliktelikte olduğumuzu tekrar tekrar gördüm. Evime gelip yatağıma uzandığımda içimi mutluluk kapladı. İçimden “harikulade bir gündü” dedim.
Yaşasın işçilerin uluslararası mücadelesi!