Her geçen gün biz işçilerin yaşam koşulları geriye doğru gidiyor. Yoksullarla zenginler arasındaki uçurum büyüyor. Zenginler daha zengin, yoksullar daha yoksul oluyor. Verilen asgari ücret biz işçilerin hiçbir ihtiyacına yetmiyor, karnımız bile doymuyor. Eğitim, sağlık, ulaşım vb. gibi ihtiyaçları karşılayamıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde açlık ve yoksulluk sınırı açıklandı. 2011 Mayıs ayı itibariyle, dört kişilik bir ailenin sadece mutfak harcamaları için gerekli olan para 881 TL. Yine dört kişilik bir ailenin gıda, giyim, kira, ulaşım, eğitim gibi ihtiyaçlarını asgari düzeyde karşılaması için gereken para ise 2 bin 871 TL. Şaşkınlığınızı anlıyorum. Şimdi içinizden “bu ülkede bu parayı alan kaç işçi var?” diyorsunuz. Ama açıklanan rakamlar bunlar. Peki, biz asgari ücretle çalışanlar ne kadar para alıyoruz? Sadece ve sadece 629 TL. Açıklanan ücretlere bakıyoruz ve aldığımız ücrete bakıyoruz. Sizce asgari temelde bir yaşam sürebiliyor muyuz? Asgari ücret yetmediği için fazla mesailere kalmak zorunda bırakılıyoruz. Ne sosyal bir yaşantımız oluyor, ne de çocuklarımıza vakit ayırabiliyoruz. Fabrikayla ev arasında mekik dokuyoruz. Yine de ihtiyaçlarımızın çoğunu karşılayamıyoruz.
İşte bize patronlar tarafından reva görülen yaşam bu. Biz işçileri insan yerine koymuyorlar. Her geçen gün yaşam koşullarımız kötüleşiyor. Eğer biz işçiler birleşip de bu yaşam koşullarına dur demezsek, bu düzenin pisliklerinin içinde yok olup gideceğiz.