Published on Association of International Workers' Solidarity (https://en.uidder.org)

Home > İşçi Hareketi > Plaket Sahibi, Koltuk Sahibi, Hani Bunun İlk Sahibi?

Plaket Sahibi, Koltuk Sahibi, Hani Bunun İlk Sahibi?

BMİS üyesi bir metal işçisi

04.07.2011

Dostlar, ben bir metal işçisiyim. Ne yazık ki metali yerden söken, ona şekil veren ellerimiz, başımıza çöreklenmiş sendika bürokratlarını koltuklarından söküp atmaya yetmiyor. Seçimlerden sonraki hafta sonu sendikamız Birleşik Metal İş’in genel temsilciler kurulu için Gönen’deydik. Orada yaşananların bende uyandırdığı öfkeyi paylaşabilmem aslında çok mümkün değil. Ama eminim bilinçli metal işçileri beni çok iyi anlayacaklardır.

Gönen’e gittiğimizde üç aşağı beş yukarı ne ile karşılaşacağımı biliyordum. Ancak yine de sınıfımızın ve sendikalarımızın geldiği hali görmek içimi yaktı. Yaklaşan genel merkez seçimleri için süren pazarlıklar, bürokratların işçilerden nasıl da fersah fersah uzakta olduklarını gösterdi. Daha fazla işçiyi sendikaya örgütlemek, işçilerin haklarını korumak, patronların işçilere yönelik saldırılarına barikat oluşturmak zor ve zahmetli bir iştir. Oysa koltuğa yapışmak, o koltuktan olmamak için pazarlıklar yürütmek kolaydır. Sendikamızın yöneticileri de işin kolayını seçiyorlar. Çünkü onları alınterleriyle besleyen biz işçiler hiçbirinin umurunda değiliz.

Gebze’de devam eden direnişler hakkında biraz bilgim vardı. Gea’da yaşananları ve oradaki işçilerin Legrand direnişçilerine karşı nasıl kışkırtıldıklarını duymuştum. Genel kurulda yöneticilerin temsilci arkadaşlarımı nasıl zehirleyeceklerini merak ediyordum. Nasıl olduysa sendikamızın örgütlü olduğu büyük fabrikalardan birinde temsilci olan bir arkadaşımız Legrand konusunu açtı. “Sendika olarak bizim Legrand direnişini sahiplenmemiz gerekirdi” dedi. Ama sendika yöneticilerimiz başka türlü düşündükleri için savunmaya geçtiler.  Legrand direnişi başladığında şeflerin gözü önünde içerideki işçileri toplayıp “ne yapalım, atılan arkadaşlarınıza sahip çıkarız diyor musunuz?” diye soran şube mali sekreteri, direnişçi işçileri karalamak için söz istedi. Bu “yönetici” genel kurulda bir plaketle “ödüllendirildi.”

Demek ki benim sendikamda bir yöneticinin başarısının ölçütü örgütlediği yeni iş yerleri değil. Çünkü şube yöneticilerimizin hiçbirinin çıkıp geldiği işyerleri bugün Birleşik Metal İşçileri Sendikası’nda örgütlü değil. Üstelik son birkaç senedir kendi çabalarıyla sendikamıza örgütlenen işyerlerini bile ellerinde tutamadılar. Üstelik örgütlenme mücadelesi vermiş, direniş yaşamış arkadaşlarımıza öylesine tepeden yaklaştılar ki midemi bulandırdılar. Mali Sekreter’den daha “deneyimli ” olan genel başkanımız Serdaroğlu, ona müdahale etti ve söz almasını engelledi. Genel kurulun sonunda yaptığı konuşmada bu konuya kendisi değindi. Utanmadan Legrand direnişçilerini siyaset yapmakla, işçi örgütleriyle birlikte hareket etmekle suçladı. Kendi konfederasyonunun devletin partilerine en son hediyesinin bizzat genel başkanı Süleyman Çelebi olduğunu hatırlatmak zorunda kaldık. Genel Başkan Legrand’da yeterince güçlü olmadıkları için yapacak bir şeyleri olmadığını ima etti.  Sorun güçse önce sendika yöneticileri olarak, beğenmedikleri Türk Metal’e kaptırdıkları kendi iş yerlerinin, sonra 15 senedir örgütlü olduğu halde Legrand’da neden güçsüz olduklarının hesabını vermeliler.

Geçirdiğimiz bu genel temsilciler kurulu biz metal işçilerinin önünde yerine getirilecek birçok görev olduğunu gösterdi. Biz görevlerimizi yerine getirmek için çalışacağız ve her şey değişecek. Bizler metal işçilerinin başındaki sendika bürokratlarını elbet def edeceğiz. Bunun için ben kendi işyerimden başlayacağım. Kaybetmekten korktukları koltuklarından nasıl kaçacaklarını bilemeyecekler işçilere ihanet edenler. Sendikalar bizimdir. Bizim olanı onlardan geri alacağız.

  • İşçi Hareketi [1]

Source URL: https://en.uidder.org/node/10972

Links
[1] https://en.uidder.org/taxonomy/term/137