Ben İkitelli’den bir çorap işçisiyim. Üç yıldır burada çalışıyorum. Buradaki koşullar hiç de kabul edilebilecek gibi değil. Benim için fabrika ortamını tanımak güzel ama içinde olan haksızlıklara göz yummak hiç de doğru değil. Uzun süredir çalışmaktan dolayı birbirimizi aile olacak kadar iyi anlıyoruz. Bir şeyleri öğrendiğim zamandan beri ben de artık bildiklerimi arkadaşlarımla paylaşıyorum. UİD-DER benim bilinçlendiğim evim. Buraya arkadaşlarımızı taşımaya çalışıyoruz. Bir şeylerin farkına varmalarını, artık hiçbir şey olmamış gibi başlarını önlerine eğip çalışmalarını değil gözlerini açmalarını, kendilerine yapılan haksızlıklara boyun eğmemelerini, haklarını istemelerini istiyoruz. Birleşelim, tek yumruk olalım, sesimizi artık çıkaralım.
Bugünlerde baskılar yoğunlaştı, bölümlerimiz değiştiriliyor. Ben buna her defasında karşı çıkıyorum, tartışıyorum şeflerle. Üretimin fazla çıkmasını istiyorlar, lavabolara az gidilmesini istiyorlar. Onlara sesimi çıkaramazdım önceden olsa ama artık bilinçliyim ve haksızlıklara boyun eğemem, gördüğüm şeyleri görmezden gelemem. İşçi kardeşlerimize birlik olmamız gerektiğini, işçinin işçiden başka dostunun olmadığını anlatıyoruz. Derneğimizin çıkarmış olduğu İşçi Dayanışması’nı arkadaşlara ulaştırıyoruz ve onların da gözlerini yummamalarını istiyoruz. Şefler bizlerin çok çalışmasını istiyorlar fakat işçinin üzerindeki baskıyı o kadar arttırıyorlar ki çalışmak insanın içinden gelmiyor. Güzel, gösterişli bir kadınsan şefler etrafında pervane oluyor. Yok değilsen iş için gerekli bir malzeme istediğin zaman bile yüzüne bakmıyorlar, gerekli malzemeyi bile neredeyse vermeyecekler. Yapılan mallara hava sıkılıyor ve yardımcı olması için adam vermesini istiyoruz. Yok diyorlar. Kendilerinin bile robota geçtiklerini söylüyorlar. Ben de, bana ne senin robota geçmenden, o benim sorunum değil diyorum. İşçiye iyi davranmıyorlar ama işçiden iki kişilik iş yapmasını bekliyorlar. İşçi kardeşlerim, “Gözlerimizi sonsuz karanlığa değil gelecek aydınlığa açalım.” Sorunlarımız ortak değil mi? Mücadelemizi büyütmeliyiz. Ne demişler; birlikten kuvvet doğar!