
Çocukken bayram geldi mi ayrı bir sevinirdik, o zamanlar bayram demek yeni kıyafetler demekti çünkü. Babalarımız ve annelerimiz ancak bayramdan bayrama yeni kıyafet alabiliyorlardı bize ve şimdi de bizler çocuklarımıza. Çocukken hiç sorgulamazdık bu yeni kıyafetleri nasıl alıyorlar diye, yeter ki bayramda yeni kıyafetimiz olsun da nasıl olursa olsun derdik. Çocuktuk ne de olsa hem de işçi çocuklarıydık yani daha fazlaydı özlemimiz. İnsan büyüdükçe babalarımızın ve annelerimizin biz çocuklarını sevindirmek için nasıl çalıştıklarını, o zorluklarla bizleri nasıl büyüttüklerini daha iyi anlıyor. Şimdi o yollardan bizler geçiyoruz. Ama farklı şekilde. O yıllarda az da olsa bir alım gücü vardı, ikinci bir işte çalıştın mı durumunu biraz düzeltebiliyordun. Şimdi ise ikinci bir iş bile yetmiyor. Üç ya da dört işte de çalışsan yetmiyor. Bayramlarda yeni kıyafetler almak da bir o kadar zorlaşıyor haliyle.
Devleti yönetenler Türkiye zenginleşiyor diyor. Doğru, Türkiye zenginleşiyor ama işçileri değil ne yazık ki patronları zenginleşiyor. Tersi olsaydı eğer, sokaklarda yeni elbiselerini giymiş, yüzlerinde kocaman bir gülümsemeyle oynamaya çıkan, harçlık toplamaya çıkan daha çok çocuk görmez miydik? Oysa biz o çocukların mutsuzlukları pahasına servetlerine servet katan patronların her geçen gün yeni yeni yatırımlarını görüyoruz.
Bir işçi bayramı bile kutlayamıyorsa, bu, patronlar zenginleşirken işçiler fakirleştiği içindir. Bayramları çalışmadan, çocuklarımızla, sevdiklerimizle birlikte mutlu bir şekilde geçirebilmek biz işçilerin elinde. Yeter ki bu sömürüye bu zulme dur diyelim!