
Merhaba UİD-DER’li arkadaşlar. Yaklaşık iki ay önce Mutlusan Elektrik’ten bahsetmiştim. Oradaki çalışma koşullarına, işçi arkadaşların nasıl çalıştıklarına değinmiştim. Mutlusan Elektrik patronları işçilerin gün içerisinde oturmasına katiyen izin vermezler. Gün içerisinde sürekli ayakta müşterileri karşılarsın. Üstelik çay molan da yoktur. Yemeğe çıkarken de hemen çıkıp alelacele yedikten sonra işinin başına geri dönmeni isterler. Düzen, patronları ve müdür denen patron yanlılarını bizlere karşı öyle güzel örgütlerken bizleri de hakkımızı savunamaz, gözümüzü açamaz hale getiriyor. Ben de bunu UİD-DER’li arkadaşlarımla paylaşmak istedim ve sitemize mektup yolladım. Hükümet, hazırladığı “Ulusal İstihdam Stratejisi” paketiyle patronları nasıl refaha kavuştururuz derdinde. Yasalar peşi sıra meclisten çıkıyor.
Kıdem tazminatlarımıza göz dikmiş olan AKP hükümetine dur demek için Zeytinburnu’nda imza standı açtık. Yoğun ilgiyle karşılaştık. İmza toplarken tanıdık bir sesin “ben UİD-DER’i tanıyorum” diye bağırmasıyla birlikte arkama dönüp baktım. Yüz yüze geldiğim kişi Mutlusan’da çalışan arkadaşımdı. Birden şöyle bir cümle kurdu: “Demek o UİD-DER bu!” Hemen bana Mutlusan ile ilgili birkaç şey söyledi. Mutlusan’la ilgili mektubun UİD-DER sitesinde yayınlanmış olması ve “google” arama motoruna “Mutlusan” yazınca bu mektubun da çıkması patronları bir hayli kızdırmış. Müşterilerin internette Mutlusan Elektrik hakkında bilgi toplamak üzere arama yaptıklarında onun nasıl bir şirket olduğunu, işçisini nasıl ezmeye çalıştığını görecek olmalarına patronların canları çok sıkılmış. Fabrikada ve şubelerinde bu konu müdürler tarafından araştırılmış, tek tek işçilerle görüşülmüş “bu yazıyı kim yazdı” diye… İşçi arkadaşımla biraz daha sohbet ettikten sonra imzasını atıp yürüyüp giderken arkasını dönerek UİD-DER’e yazılan Mutlusan ile ilgili mektuptan dolayı çok teşekkür etti. Yorgun argın şekilde akşamın karanlığında yürüyerek kayboldu. Arkadaşlar bir mektubumuz bile patronları nasıl da telaşlandırıyor. Örgütlenip hakkımızı sonuna kadar arayalım.
Örgütsüzsek hiçbir şeyiz, ÖRGÜTLÜYSEK HER ŞEYİZ!