
Türk Metal sendikasının toplu sözleşme sürecinde uyuşmazlığa girilmesiyle aldığı grev kararı, toplam 115 bin metal işçisini kapsıyor. Tabandaki işçilerin basıncından rahatsız olan Türk Metal sendikası, aldığı grev kararıyla birlikte fabrikalarda çeşitli eylemler yapmaya başladı. Bizlerin çalıştığı fabrikada da bu eylemler bir bir uygulanıyor. Grev kararı alan bir sendikanın yapması gerekenlerden uzak da olsa yapılan eylemlerin fabrikalarda ciddi bir etkisi oluyor. Yıllardır Türk Metalin uzlaşmacı ve baskıcı tutumu altında ezilen metal işçileri artık seslerini çıkarmaya başladı.
Çalıştığımız fabrikada yapılan ilk eylem “1 dakikalık” iş durdurma eylemi oldu. Evet, yanlış okumadınız, “1 dakikalık” iş durdurma eylemi gerçekleştirdik. Temsilciye “1 dakikadan eylem mi olur?’’ diye sorduğumuzda aldığımız cevap şu oldu: “3 dakikada bir araba üretiliyor, hafife almayın. Bugün 1 dakika, yarın 2 dakika, öbür gün 3 dakika olur.” Bazı işçi arkadaşlarımız “1 dakika için bizi uğraştırma. Yarım saat yapalım, bir saat yapalım. 1 dakika nedir? ” dediler. Bizim çalıştığımız bantta 1 dakikada bir ürün çıkıyor. Bizler dakikalar hesaplanarak çalıştırılıyoruz. Fakat böyle önemli bir süreçte, hele ki grev kararının alındığı bir dönemde “1 dakikadan” fazla eylemler yapmamız gerekiyor. Eğer ciddi bir eylem yapılsaydı etkisi daha güçlü olacaktı. Patronlar zararı daha çok hissedecekti. Her ne kadar eylem “1 dakika” olsa da bizler çalıştığımız bantların önünde toplanıp birkaç dakika boyunca çalışmadık. Daha fazlasının olmasını talep ettik.
Bir diğer eylem de yemekhanede yapıldı. Yemeğini alan herkes masasına oturdu. Aynı anda temsilcinin işaretiyle herkes kaşık ve çatallarını tabaklara vurmaya başladı. Eylem başlamadan hemen önce müdürler ve amirler yemekhanenin dışına çıktılar. Eylem bitene kadar da içeri gelmediler. Bir anda gözden kayboldular. Bu danışıklı dövüş kimsenin gözünden kaçmadı. Yine bu eylem de beklenenden uzun sürmüştü.Temsilci “ben bu kadarını beklemiyordum” demekten kendini alamadı. Herkes birbirinin gözüne bakıyor ve daha sert vuruyordu tabaklara. Metal işçileri öfkeli ve haklarını istiyorlar.
Dün de yine “2” dakikalık iş durdurma eylemi yapıldı ve tam katılım sağlandı. Sendikanın “makine başında durun” çağrısına rağmen bizler yine bantların önünde toplandık ve bir arada durduk. Ve yine “2 dakikadan” fazla bir eylem gerçekleştirdik.
Önümüzdeki eylem ise yemek boykotu. Öğle paydosunda kimse yemek yemeyecek ve herkes evden getirdiği yiyeceklerle işyeri bahçesinde sofra kuracak. Bu arada hepimizin yakasında “üretmek istiyoruz” rozeti takılı ve tüm erkek arkadaşlar sakal bırakma eylemindeler.
Elbette ki 115 bin işçiyi ilgilendiren metal işkolundaki grev kararı, tüm sektörlerdeki işçileri yakından ilgilendirmektedir. Türk Metal’in bu tip pasif eylemlerle işçilerin istediği sözleşmeyi imzalaması zor olacaktır. Ancak Türk Metal’i bu eylem kararlarını almaya zorlayan işçiler yaptıkları eylemlerle de görmelidirler ki daha fazlasını yapabilirler. Bu küçük eylemlerdeki birlik ve beraberlik biz işçilere daha fazlasını yapabilmenin güvenini vermelidir. Aslında bu yaşananlar Türk Metal gibi bir sendikanın, mücadele yöntemlerini de pekâlâ bildiğini gösteriyor. Ama bu yöntemleri kullanmaktansa uzlaşmacı olmak sendika bürokratlarının çıkarlarına geliyor. Bu eylemleri ve daha fazlasını yaptıracak olan metal işçileridir!