
Merhaba kardeşler. Öyle bir dönemden geçiyoruz ki dertlerimiz saymakla bitmez. Artan pahalılık, ücretsiz izinler, iş cinayetleri, açlık, yoksulluk yani egemenlerin topyekûn saldırılarının ve tam da bu nedenle ikiyüzlülüklerinin ayyuka çıktığı bir dönemdeyiz. Ama tüm bunların kapitalist sömürü düzeninin içinde debelendiği derin krizin etkileri olduğunu biliyoruz. Dertlerimizde boğulmak değil kadın-erkek işçilerin yan yana gelerek dayanışmayı ve mücadeleyi büyütmesi gerektiğini savunuyoruz. Geçtiğimiz 8 Mart bunun en güzel örneğiydi. Evlerimiz, işyerlerimiz tüm bu olumsuzluklara rağmen UİD-DER’in hazırladığı yayın akışıyla adeta bahar havasına büründü. Yeniden gördük ki mücadele edenler her yerde. Yeter ki onları görecek gözler ve uzanacak eller olsun.
8 Mart’ı geride bıraktık. Fakat coşkumuz, mücadele azmimiz devam ediyor. Bu düzene olan öfkemiz de! Şimdi önümüzde işçi sınıfının şanlı 1 Mayıs’ı duruyor. Pandemi ile birlikte özellikle emekçi kadınların sırtındaki yükler arttı. Hem işyerlerinde hem de evlerimizde daha çok yorulan, yıpranan bizler olduk. İşte tam da bu nedenle 1 Mayıs’ta taleplerimizi haykırmak, mücadele şiarımızı yükseltmek için buradayız. Ücretsiz izinlere, artan iş yüküne “hayır” diyoruz. Hayat pahalılığına ve çocuklarımızın geleceksiz bırakılmasına “hayır” diyoruz. Bizi hiçe sayanlara, emeğimizi yok sayanlara karşı “buradayız, mücadeledeyiz” diyoruz. UİD-DER gibi güçlü bir işçi örgütümüzün olmasının güveni ve gururuyla yolumuza devam edeceğimizi, işçi sınıfının saflarında mücadelede öne çıkacağımızı haykırıyoruz! Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın İşçilerin Örgütlü Mücadelesi!