
Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 13 Şubatta Antep Valiliği tarafından yayınlanan kararla il genelinde her türlü eylem, gösteri ve toplantı 15 gün süreyle yasaklandı. Yasak kararına tepki gösteren ve ertesi gün (14 Şubat) Gaziantep Demokrasi Meydanında bir araya gelmek isteyen işçilere polis saldırdı. Aynı gün tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar işçileriyle dayanışma eylemleri gerçekleştirildi, işçilere yönelik saldırılar protesto edildi.
Ankara’da Emek ve Demokrasi Güçlerinin gerçekleştirdiği dayanışma eyleminde “Başpınar İşçilerinin Yanındayız! Yasaklar Sizin; Birlik, Mücadele, Dayanışma Bizim!” pankartı açıldı. Yapılan açıklamada, “Fernas, Polonez, Özak Tekstil direnişi gibi birçok direnişte olduğu gibi; mülki amirler açıkça patronun yanında yer alarak Başpınar direnişinde de sınıfsal kinlerini ve tutumlarını bir kez daha gösteriyorlar. Çelikaslan Tekstil önünde polis yığınağı olması işçilerin açıklama yapmasını engelleyemedi. İşçilerin üretimden gelen gücü ve emekçilerin onuru, bu çürümüşlüğe galip gelecektir” denildi.
İstanbul’da BİRTEK-SEN’in çağrısıyla Bakırköy Meydanında yapılan eyleme çeşitli sendikalar, emekten yana kurumlar ve siyasi partiler ile UİD-DER’li işçiler destek verdi.
Basın açıklamasını BİRTEK-SEN İstanbul İl Temsilcisi Çağdaş Çavuşoğlu gerçekleştirdi. Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde günlerdir direnen işçilerin haklı mücadelesini selamlayan Çavuşoğlu şunları söyledi: “Başpınar’daki işçilerden bize bir çağrı var. Diyorlar ki, biz yüzde 30’luk sefalet zammına karşı direniyoruz. Direnişimizi sürdürüyoruz. İnsanca yaşam için mücadelemizden vazgeçmiyoruz. Başpınar’daki tüm işçileri örgütlenmeye ve birlikte hareket etmeye çağırıyoruz. Gücümüz birliğimizdir. Tüm kamuoyunu bu haklı mücadelemize destek olmaya ve insanca ücret direnişimize sahip çıkmaya çağırıyoruz."
Bugün Antep için ses çıkarmazsak yarın her fabrikada, her işyerinde aynı sefalet bize dayatılacak” diyen Çavuşoğlu, mücadeleyi ve dayanışmayı büyütme çağrısı yaptı. Çavuşoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Başpınar işçisinin mücadelesi yalnızca bir ücret mücadelesi değil aynı zamanda onur, haysiyet ve hürriyet mücadelesidir ve bu mücadele hepimizin mücadelesidir. Çalıştığımız işyerlerinde köle muamelesi görmek istemiyoruz. Karın tokluğuna çalışmayı kabul etmiyoruz. Bugün Antep’te sendikamız öncülüğünde verilen mücadele, yarın tüm işçilerin ortak kazanımı haline gelecek. İşte ihracat rekorları kıran patronlar, ülkemizi sömürü cehennemine çevirmek isteyenler bu yüzden ekmek ve hürriyet taleplerinden korkuyorlar, sendikal örgütlenmeden korkuyorlar, işçilerin birliğinden korkuyorlar.”
Çavuşoğlu, bugün işçilerin sendikal haklarını tanımayan, grev yasaklayan, işçiyi açlıkla terbiye etmeye çalışan bir düzen olduğunu belirtti. Özak’ta, Polonez’de, TKIS Blinds’de sendikal hakları için direnen işçilerin, metal sektöründe yasaklara rağmen greve çıkan işçilerin yalnız olmadığını söyledi. Bu mücadelelerin sadece belirli fabrikaların değil tüm işçilerin mücadelesi olduğunu vurgulayarak “sendikal yasaların patronlar lehine yazıldığı, işçilerin bir araya gelmesinin bile suç sayıldığı bu düzene ancak birlikte direnirsek karşı koyabiliriz” dedi.
Eylem sırasında “Başpınar İşçisi Yalnız Değildir”, “Birleşe Birleşe Kazanacağız”, “Yasaklar Sizin Mücadele Bizimdir” sloganları atıldı.