
Taşeron İSKİ ve İGDAŞ işçileri sefalet zammı dayatmasına karşı eylem yaptı
DİSK/Enerji-Sen’in örgütlü olduğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi şirketi olan İSPER AŞ’de çalışan İSKİ ve İGDAŞ işçileri, toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecinde dayatılan sefalet zammına karşı 28 Şubatta eylem yaptı.
Sabah saatlerinde 50 noktada, işyerleri önünde toplanan işçiler burada yaptıkları ortak açıklamada İGDAŞ ve İSKİ’nin asıl işlerini yaptıkları halde kadrolu işçilerle aralarında ekonomik, sosyal ve demokratik haklar açısından eşitsizlik olduğunu belirttiler. Yoksulluk sınırının çok altında, açlık sınırının biraz üstünde aldıkları maaşlarla derinleşen ekonomik kriz karşısında ayakta kalmaya çalıştıklarını söylediler. İBB’ye bağlı İstanbul Planlama Ajansının verilerine göre İstanbul’da 4 kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti 82 bin 880 lira olarak açıklanmasına karşın TİS görüşmelerinde kendilerine teklif edilen rakamın 32 bin ile 33 bin lira arasında olduğunu belirttiler. Bu teklifin kendileri için geçim sıkıntısını, borçları, tükenmişliği ve umutsuzluğu simgelediğini ifade eden işçiler, sefalet ücretinin kabul edilemez olduğunu vurguladılar. Açıklamanın ardından “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız”, “Sefalete Mahkûm Olmayacağız”, “Direne Direne Alacağız” sloganları atıldı.
İşyerleri önünde yapılan açıklamalar sonrasında Kâğıthane’deki İSKİ Genel Müdürlüğü atölyeler bölümünde toplanan işçiler toplu şekilde Genel Müdürlük önüne yürüdü. DİSK/Enerji-Sen Örgütlenme Uzmanı Ozan Erbaş burada yaptığı konuşmada TİS görüşmelerinde dayatılan sefalet ücretine karşı toplandıklarını, işçilerin TİS sürecine sahip çıktıkları gibi üretimden gelen gücünü de kullanacağını gösterdiğini belirtti.
İzmir’de Oryantal Tütün işçileri greve çıktı
İzmir Torbalı’da Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme fabrikasında TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 28 Şubatta grev başladı.
Grev alanında yapılan açıklamaya Türk-İş ve bağlı sendikaların yöneticileri katılarak destek verdi. Burada konuşan Türk-İş 3. Bölge Temsilcisi Hayrettin Çakmak fabrika yönetimine masada anlaşma çağrısı yaptı. Grev en iyi şekilde sonuçlanana kadar mücadele edeceklerini belirtti. Türk-İş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Kemal Köse ise yaptığı konuşmada toplu sözleşme görüşmelerinin ücretler ve sosyal haklar konusunda tıkandığını söyledi. Köse, tütün işinin meşakkatli, fedakârlık isteyen bir iş olduğunu, bu fabrikaların olmasındaki en büyük pay sahibinin işçiler olduğunu vurguladı. Kiraların 15 bin lira olduğu bir dönemde 22-23 bin liraya çalışmayı kabul etmediklerini söyleyen Köse, gelinen süreçte taleplerinin yüzde 71 ücret zammı olduğunu belirtti.
Sendika adına yapılan basın açıklamasında işçilerin asgari ücret düzeyinde maaş aldıkları ve ülkenin içinde olduğu ekonomik koşullarda bu ücretin açlık sınırının altında kaldığı belirtildi. Toplu sözleşme görüşmelerinde taleplerinin yüksek enflasyon karşısında eriyen ücretlerin iyileştirilmesi, insanca yaşanacak bir ücret ve sosyal hakların geliştirilmesi olduğu söylendi. Açıklama 3 Martta yine İzmir Torbalı’da TTL Tütün işçilerinin greve çıkacağının duyurusunun yapılmasıyla sonlandırıldı.
Grev alanında “Direne Direne Kazanacağız”, “Sözleşme Yoksa Üretim de Yok”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz”, “Zafer Direnen Emekçinin Olacak”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”, “Birleşe Birleşe Kazanacağız”, “İşçiden Tasarruf İstemiyoruz”, “Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz”, “Birleşen İşçiler Asla Yenilmez” sloganları atıldı.
Çayırhan maden işçileri özelleştirme ihalesinin iptali talebiyle maden önünde nöbet tutuyor
cayirhan.webp [2]

Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan maden sahalarında çalışan işçiler, 4 Mart 2025 tarihine ertelenen termik santral ve maden sahalarının özelleştirilmesi ihalesinin iptal edilmemesi üzerine 27 Şubatta maden önünde bir araya geldiler.
Sabah vardiyası saatinde ocak yakınında toplanan işçilerin önü jandarma barikatıyla kesildi. Yapılan görüşmelerin ardından işçiler ocak önüne geldiler. Türkiye Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul burada yaptığı açıklamada, aylardır verdikleri mücadele sonucunda seslerini yetkililere duyuramadıklarını belirtti. Akçul, kendilerini dinlemeyen yetkililere Beypazarı’na, Nallıhan’a, Çayırhan’a gidip orada halkı, kadınları, çocukları dinleme çağrısı yaparak şunları söyledi: “Bizleri dinlemediniz madem, halkın sesini dinleyin. İşçinin, çocukların, kadınların sesini dinleyin. Sizlerin çocukları ucuz lojmanlarda kalmıyor. Sizlerin eşleri yarın ne pişirsek acaba diye düşünmüyor. Çünkü her halükarda kazanınız kaynıyor, çocuklarınız doyuyor. Doysun da zaten. Kimsenin kazancında gözümüz yok. Ama siz de bizim kazancımıza, ekmeğimize, işyerimize dokunmayın” dedi. Akçul konuşmasında bir kez daha özelleştirmenin durdurulması, işçilerin iş güvencesinin sağlanması çağrısı yaptı.
İşçiler daha sonra 28 Şubat sabahından itibaren özelleştirme iptal edilene kadar ocak önünde nöbet tutma kararı aldı.