
İstanbul’da Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde yapılan eyleme İstanbul Tabip Odası (İTO), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İstanbul Şubeleri, Hekimsen İstanbul Şubesi, Birlik ve Dayanışma Sendikası, Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHASEN), Hekim Birliği Sendikası, Genel Sağlık-İş, İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) ve Hürriyet Sağlık Sen üyeleri ve yöneticileri katıldı.
Eylemde “Başka Bir Sağlık Sistemi Başka Bir Hekimlik Ortamı Mümkün! Meslek Onurumuz, Özlük Haklarımız, Halkın Sağlık Hakkı İçin G(Ö)REVDEYİZ!” pankartı açıldı. “Sağlıkta Performans Ölüm Getirdi”, “Sağlık Haktır Satılamaz”, “Hasta Hekim Elele Mücadeleye”, “Sağlıkta Ticaret Ölüm Demektir”, “Sağlıkta Şiddet Sona Ersin”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz” sloganları atıldı.
Eyleme katılan sağlık meslek örgütlerinden temsilciler konuşmalar yaptı. İstanbul Tabip Odası adına konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Osman Küçükosmanoğlu, bir sağlık ocağı açılışında AKP’li milletvekilinin “biz elimizden geleni yapıyoruz, hekimler çalışmıyor. Gidin onların boğazına sarılın” sözlerini eleştirdi. Bunun şiddete teşvik olduğunu belirten Küçükosmanoğlu, “Biz bu gibi siyasiler yüzünden ve sağlık sisteminin kötülüğü yüzünden şiddete maruz kalıyoruz” dedi. Küçükosmanoğlu sağlık sistemindeki sorunlara da değinerek halkın sağlık hakkına erişemediğini belirtti. “Biz bugün tekrar edecek olursak meslek onurumuz özlük haklarımız ve halkın sağlık hakkına sahip çıkmak için hep bir aradayız, görevdeyiz” dedi.
SES adına açıklama yapan İstanbul Aksaray Şube Başkanı Birsen Seyhan ise şunları söyledi: “Tıp eğitiminden uzmanlık eğitimine, emeklilikten çalışma dönemindeki yoksullaşmaya, 5 dakikada bir muayene dayatmasından yılda 1 milyar başvuruya, hastane kapılarında ölen hastalardan yenidoğan ölümlerine, eziyet yönetmeliklerinden idarecilerin baskısına yaşadığımız ve bize dayatılan tüm sorunların merkezinde sağlığı hak değil para kazanma hırslarının aracı olarak gören performans baskısı ile bizi tüketen sağlıkta ticarileşme vardır. Depreme karşı güvensiz daracık Aile Sağlığı Merkezlerine kira veriyorsak, hastanelerimizde bir dinlenme odamız dahi yoksa, çocuklarımız için kreş, gecenin bir yarısı nöbetten çıkarken servisimiz yoksa, nöbetlerde uykusuz kalıp eve dönerken ölüyorsak, odalara hapsedildiysek, hastalarımızı görüyor ancak onlara bakamıyorsak, tıp bayramını layıkıyla kutlayacak halimiz dahi yoksa bunların tümünün nedeni Sağlık Bakanlığı ve hükümetin sağlık politikalarıdır. Bu sağlık sistemi çökmüştür, enkazın altında biz sağlık çalışanları ve yurttaşlarımız vardır.”
Birlik ve Dayanışma Sendikasından Ahmet Tapduk Mehlepçi yaptığı konuşmada, sağlık sistemindeki tüm sorunların başında performans sistemi ve sağlığın ticarileşmesi olduğunu belirtti. Devamında şunları söyledi: “Sistemin eksiklikleri, aksaklıkları sağlığın ticarileşmesinden kaynaklandı. Bunun bedelini de biz sağlıkta şiddet olarak ödüyoruz. Önlem almadığı için, etkili bir sağlıkta şiddet yasası çıkarmadığı için sağlıkta şiddet iktidarın politik bir tercihi haline gelmiştir. Bunu kabul etmiyoruz. Bu yönde de elimizden gelen tüm mücadeleyi vereceğimize ant içiyoruz. Sağlık çalışanına yönelik şiddetin son bulması için TTB ve STK’ların önerdiği yasal düzenlemelerin ve TBMM’ye sunduğu tedbirlerin hızla hayata geçirilmesini istiyoruz.”
hacettepe.webp [1]

Ankara’da aralarında Ankara Tabip Odası (ATO), Ankara Diş Hekimleri Odası (ADO), AHESEN, Devrimci Sağlık-İş Sendikası, SES,Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜMRAD-DER) olan 18 sağlık emek ve meslek örgütü adına Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde basın açıklaması yapıldı. Eylemde “Başka Bir Sağlık Sistemi İçin, Emeğimiz ve Halkın Sağlık Hakkı İçin G(Ö)REVDEYİZ!” pankartı açıldı. “Sağlıkta Ticaret Ölüm Demektir”, “Fazla Çalışma Angaryaya Son”, “Güvenceli İş, İnsanca Yaşam İstiyoruz”, “Asistan Hekimler Köle Değildir”, “Herkese Eşit Parasız Sağlık”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz”, İnsanca Yaşamak İstiyoruz” sloganları atıldı.
Kurumlar adına ortak açıklamayı ATO Başkanı Mine Coşkun yaptı. Coşkun, 14 Mart Tıp Bayramının sağlık sisteminde çığ gibi büyüyen sorunlar ve ülkenin ekonomik koşulları nedeniyle bayram havasından çok uzakta olduğunu belirtti. “Halktan ve emekten yana, ‘Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün’ parolasıyla sorunlarımıza dikkat çekiyor, çözüm önerilerimizi paylaşıyoruz” diyen Coşkun, 2003’te uygulanmaya başlayan “Sağlıkta Dönüşüm Programı” nedeniyle sağlık sisteminin tam bir yangın yeri olduğunu söyledi. “Sağlıkta Dönüşüm Programı” sonucunda sağlığın kamunun karşıladığı bir hak olmaktan çıkıp, bir grup azınlığın para kazanma aracına dönüştüğünü ifade etti. Sağlıkta şiddet ve mobbingin bitmediğine, sağlık emekçilerinin iş ve gelir güvencesinin ortadan kaldırıldığına dikkat çeken Coşkun, birinci basamak sağlık hizmetinin tümden istikrarsızlaştırıldığını belirtti.
Açıklamada sağlık emekçilerinin talepleri şöyle sıralandı:
- TTB’nin hazırladığı Sağlıkta Şiddet Yasası derhal çıkarılmalıdır.
- Hastalıkları tedavi edici değil, sağlığı koruyucu anlayış önceliklendirilmelidir.
- Başta HPV ve grip aşıları olmak üzere tüm aşılar ücretsiz olmalı ve ulusal aşılama programına alınmalıdır.
- Sağlık finansmanı genel vergilerle oluşan genel bütçe sistemiyle sağlanmalıdır.
- Şirketlere herhangi bir ödeme yapılmadan şehir hastaneleri kamulaştırılmalıdır.
- Muayene süreleri -Dünya Sağlık Örgütünün de belirttiği gibi- en az 15-20 dakika olmalıdır.
- Sağlık çalışanlarının başta yemek, dinlenme, kreş gereksinimleri olmak üzere çalışma koşulları yeniden düzenlenmeli ve iyileştirilmelidir.
- Sağlık çalışanları, sağlığa ayrılan kaynağın denetlenmesinde etkin olarak yer almalıdır.
- Özel sağlık sektörüne ve sağlık alanında etkinlik gösteren şirketlere kamu bütçesinden sağlanan kaynak transferi durdurulmalıdır.