Artık eski kuşak işçilerden sayılırım. Mücadele örgütümüz UİD-DER saflarında yaş alıp 60’a merdiven dayadığım için kendimi bahtiyar hissediyorum. İlk 1 Mayıs’a 1979 yılında, İzmir’de, ustamla birlikte katıldım. Katılım oldukça yüksekti. Kalabalıkta kaybolmamak için ustamın yanından ayrılmadığımı bugün gibi hatırlıyorum. Henüz çocuk yaştaydım, ama 8 yaşında çıraklığa başladığım için 13-14 yaşımdayken kendimi çocuk gibi hissetmiyordum. Hatta kalfalığa geçmeme çok az kalmıştı.
UİD-DER saflarında mücadele etmeye başladıktan sonra ustamın sınıf bilinçli bir işçi olduğunu daha iyi anladım. 1980 öncesi işçi kuşağındandı. O dönem işçiler, sendikal ve siyasal mücadeleyle yoğrularak şekillenmişti. Okuduklarımızla, dinlediklerimizle ve yaşadıklarımızla bu hakikati kavrıyoruz.
Bu mektubu yazma nedenim, yaklaşan 1 Mayıs öncesinde, gelenekten geleceğe bir köprü kurmak; deneyim paylaşarak mücadelemizi yeni kuşaklara aktarmak. Mücadele örgütümüz UİD-DER’i tanıyan her işçi kardeşimiz, 1 Mayıs’a yıl boyunca nasıl bir hazırlıkla yaklaşıldığını bilir. Fabrikalarda, işyerlerinde, mahallelerimizde yan yana yaşadığımız işçi ve emekçilere 1 Mayıs’ı, 8 saatlik işgünü mücadelesini, sömürüye karşı sınıf kavgasını anlatmak için çaba harcarız. Bu çabamız sayesinde işçi kardeşlerimizde dönüşüm yaratmamız, onlara sınıf bilinci aşılamamız mümkün oluyor.
Sınıfımızın tarihsel mücadelesiyle tanışmak büyük bir onurdur. Bu mücadeleyi yüreğimizde, zihnimizde, etimizde ve kemiğimizde hissederek yaşamak ise gerçek anlamda insanlaşmanın yoludur. Mücadeleyle tanışma şansına sahip olan her bir kardeşimiz, bu bilinçle ilerliyor. Bizlere düşen ise yeni işçi kardeşlerimizi bu mücadeleye katmaktır.
1 Mayıs, 1886’dan bu yana, işçi sınıfının burjuvaziye karşı kaldırdığı kızıl bayrağıdır. Sınıf mücadelesi, dünyada tek bir sömürücü kalmayana dek sürecektir. O gün geldiğinde işçi sınıfı, kendisi dâhil tüm sınıfları tarihe gömmüş, eşitliğin, özgürlüğün olduğu bir dünya kurmuş olacaktır. Tıpkı Enternasyonal Marşı’nda söylediğimiz gibi: “Bu kavga en sonuncu kavgamızdır artık! Enternasyonalle kurtulur insanlık!”