Published on Association of International Workers' Solidarity (https://en.uidder.org)

Home > İşçi Hareketi > Grev ve Direnişler > İzmir Belediye İşçilerinin Grevi Bitti Ama Grev Nefreti Bitmedi

İzmir Belediye İşçilerinin Grevi Bitti Ama Grev Nefreti Bitmedi

İzmir’den bir İşçi Dayanışması okuru

11.06.2025

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, 29 Mayısta greve çıkmıştı. DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası üyesi işçiler, Türk-İş’e bağlı Belediye-İş sendikası üyeleriyle aynı işi yapmalarına rağmen daha düşük ücret alıyorlardı. Talep ettikleri şey basitti: Eşit işe, eşit ücret!

Ancak kentte ulaşım araçlarının çoğu çalıştığı için grev birçok insan tarafından fark edilmedi. Sokaklardaki çöp yığınlarıysa işçi mahallelerinde yaşayanları şaşırtmadı. Çünkü bu mahalleler zaten belediyenin hizmetlerinden yeterince yararlanamıyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ise grevin 4. gününde beyaz eldivenler takıp, destekçileriyle birlikte Alsancak, Kordon ve Kıbrıs Şehitleri gibi zengin semtlerde çöp topladı.

Bu sembolik eylemin üç amacı vardı: Grevi kırmak, kamuoyunda “işçiler çok maaş istiyor” algısı yaratmak ve ayrıcalıklı kesimlere mesaj vermek. Bu sırada grevdeki işçilere ve destekçilere milliyetçi söylemlerle saldırıldı, hatta fiziksel müdahaleler oldu. Çünkü CHP’lilerin bazılarının zihniyeti, işçiyi, yoksulu, Doğu’dan geleni hâlâ öteki olarak görüyor. İşçilerin taleplerine kulak vermek yerine, haklı olana düşmanlığı körüklüyor.

Grev boyunca sosyal medyada da işçilere saldırılar yoğunlaştı. “Bunlar CHP’li değil, AKP’li!” söylemiyle işçilerin siyasi aidiyetleri sorgulandı. Sanki işçiler parti militanıymış gibi davranıldı. Oysa işçiler ne CHP’nin ne de AKP’nin kapı kuludur! İşçilerin haklarını savunması için bir partinin destekçisi ya da karşıtı olması da gerekmiyor.

Bölge ve çevresi, eskiden Rum halkının yaşadığı semtlerdi. Bugün o evlerde yaşayanların birçoğu, zamanında bu mülklere çökenlerin torunları. Bu zihniyet, sokakları temizleyen, çöp toplayan işçiye hâlâ küçümsemeyle bakıyor. Bu sadece bireysel kibir değil, sistematik bir sınıf tavrının ve etnik ayrımcılığın dışavurumudur.

İşçiler yalnızca kendi sınıf örgütlerine güvenmelidir. 15-16 Haziran 1970’teki Büyük İşçi Direnişi, işçilerin örgütlü olduğunda neleri başarabileceğini göstermiştir. Bugün eksik olan şey mücadeleci sınıf sendikacılığıdır.

İzmir’deki grev şimdilik sonlandı, ama işçiler istediklerini tam olarak elde edemediler. Sendikalar sınıf temelinde örgütlenmediği, işçiler arasında dayanışma güçlenmediği sürece alamayacaklar da... Sendikalar CHP’nin ya da AKP’nin arka bahçesi değil, işçi sınıfının öz örgütleridir. Ancak öz örgütlerinde birleşip mücadele eden işçiler engelleri aşabilir, haklarını alabilir. Grevler, direnişler, mücadeleler işçi sınıfının örgütlü gücüyle kazanılır. Ve unutulmasın: Bu düzeni değiştirecek olan yalnızca işçiler olacaktır.

  • Grev ve Direnişler [1]

Source URL: https://en.uidder.org/node/39045

Links
[1] https://en.uidder.org/taxonomy/term/309