İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf kardeşleriyle dayanışmayı büyütmek için mücadele ediyor. Yaşanan soykırıma ve acıya İsrail’deki emekçiler de sessiz kalmıyor.

17 Ağustosta, rehin tutulan yakınlarının serbest bırakılması ve Filistin halkına yönelik katliamların sona erdirilmesi talebiyle ülke genelinde genel grev ve kitlesel eylemler düzenlendi. 7 Ekim 2023’ten bu yana gerçekleşen en kitlesel eylemlerden birine imza atan emekçiler, başta Tel Aviv olmak üzere pek çok şehirde bir araya geldiler. Tel Aviv’deki Hostages Meydanı’nda bir araya gelen yüzbinlerce kişi, hükümetin askeri operasyonlarını protesto etti. Eylemlere rehine aileleri, eski rehineler ve Holokost mağdurları da katıldı.

Netanyahu hükümetinin politikalarının Gazze’deki dramın sorumlusu olduğunu vurgulayan emekçiler, bu durumun rehinelerin hayatını da tehlikeye attığını ifade ettiler. “Hepsini eve getirin! Savaşı durdurun!” sloganlarının atıldığı eylemlerde, tek çözümün silahların susması ve kapsamlı bir anlaşma olduğu belirtildi. Polisin müdahale ettiği protestolarda 38 kişi gözaltına alındı. Buna rağmen ülke genelinde yolları kapatarak seslerini duyurmaya çalışan emekçilere araç sürücüleri ve çevredeki işçiler de destek verdi. Netanyahu’nun istifası talep edildi.

Başbakan Netanyahu, askeri operasyonların süreceğini belirtirken, dünyanın pek çok yerinde emekçiler, İsrail’in Gazze’de 1 milyon Filistinliyi yerinden etme planına karşı seslerini yükseltiyor. İsrailli emekçiler de, Gazze’de sürdürülen bu haksız savaşa karşı çıkarak hem rehinelerin hem de milyonlarca Filistinlinin yaşamını savunmanın önemine dikkat çekiyor. Savaşın kendi çıkarlarına olmadığını bilen işçiler, kendi devletlerinin politikalarına karşı durarak barış talebini yükseltiyorlar.