Kapitalist sistem doğasından kaynaklı yıkıcı krizler eşliğinde varlığını devam ettirmektedir. Son yıllarda yaşanan kriz geniş yığınların hayatlarını cehenneme çevirdi. Piyasacı sistem, krizin faturasını işçi-emekçiler üzerine yıkarak kronikleşen hastalığına derman bulma arayışında. Ve bunu bilinç bulanıklığı yaratarak, en acımasız saldırılara meşru zemin hazırlayarak yapmaktadır. İşten atmaları, özelleştirmeleri, esnek çalışmayı, geçici işçi çalıştırma biçimlerini, 4/B ve 4/C gibi özlük hakları kırpılmış çalışma koşullarını dayatarak yapmaktadır. Ve en nihayetinde birbirinden kopartılmış, parçalanmış ve örgütsüzleştirilmiş işçi yığınları…

Evet işçi arkadaşlar, peki bu durumu kabullenmeli miyiz? Tabii ki kabullenmeyeceğiz! Şimdi daha yüksek sesle haykırmanın zamanı! Günümüz doğru zeminde, doğru adımlar atarak, doğru şekilde örgütlülüğün şart olduğu gündür. Önümüz 1 Mayıs! İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü. Bu günde patronlara karşı örgütlü gücümüzü göstermek için her birimize önemli görevler düşüyor. Mahallelerimizden, işyerlerimizden ve fabrikalarımızdan birleşik ve kitlesel bir 1 Mayıs için alanlara! İşçi arkadaşlarımızı bu anlamlı güne davet etmemiz ve bu duyarlılığı herkese aşılamayı görev edinmemiz gerekiyor.