You are here
Öğrendiklerimizi Öğretmek Gerekiyor!
Bir çorap işçisi
Ben bir fabrika işçisiyim ve 3 senedir çalışıyorum. Benim koşullarım da herkesin koşulları gibi kötü. Ben çorap işçisiyim ve bizim gece vardiyasında yemeğimiz yok, çayımızı, şekerimizi kendimiz götürüyoruz. Ayrıca şefler ağza alınmayacak küfürler söylüyorlar orada. Böyle bir durumda birlik olmazsak, örgütlenmezsek olmaz arkadaşlar. Bir şeyleri değiştirmemiz lazım. Bunun için ulaşabileceğimiz arkadaşlarımıza ulaşmaya çalışıyoruz. Geçenlerde işçi mahallelerinde İşçi Dayanışması bülteni dağıtımı yaptık. Her birimiz bir sokağa ayrıldık ve başladık kapıları çalmaya. Bazıları almasa da umutsuzluğa düşmedik ve devam ettik. Bir merdiven daha çıktık ve kapıyı açanlar oldu. Bu ne dediler. Anlattık onlara; “Biz UİD-DER’den geliyoruz. Bu bülteni sizin de okumanızı istiyoruz. Burada işçilerin kendi kalemlerinden yazmış olduğu yazılar, mektuplar var. Bizim öğrendiklerimizi bütün işçiler öğrensin istiyoruz” dedik. Güzel geçti.
Bir aile bizi evine davet etti ve başladık sohbete. İkram ettikleri çayı içerken sohbet koyulaştı. Nerede çalıştığını sorduk. Gemide çalıştığını söyledi. İnsanların kötü koşullarda çalışmasına, düşük ücretler almasına, iş kazalarının olmasına karşı birlik olmalıyız ve mücadeleye atılmalıyız diyerek sohbetimizi tamamladık.
Hayatlarımız doğumdan ölüme kan revan içinde geçmemeli. Güzel günler görmeliyiz. İnsanca yaşam için bir şeyler değişmeli. İnsanların birbirinden kopuk olduğu, komşulukların bile bittiği bir hayattayız. Ama her şey bizim elimizde. Düşünün bu eller neler yapmıyor ki! Bu kadar zor mu bir araya gelmek? Konuşmak! Hepimiz niçin yaşıyoruz? Hepimizin bir hedefi olmalı, yarınlara ne taşıyabiliyoruz diye. Bu onurlu mücadeleyi yükseltmeli, bir avuç asalak olan patronları alaşağı etmek için bir araya gelmeliyiz. Çünkü biz çok güçlüyüz. Çünkü biz kocaman bir işçi sınıfıyız!
Önümüz 1 Mayıs