You are here
Önümüz 1 Mayıs
İkitelli’den bir çorap işçisi
Aylar öncesinden heyecanımız başladı. UİD-DER olarak arkadaşlarımızla konuşup sohbetler ediyoruz ve neler yapabileceğimizi konuşuyoruz. 1 Mayıs günü alanda daha çok işçi kardeşimizle beraber olabilmek için harıl harıl çalışmaya ve kafa yormaya başladık. Fabrikalarımızda arkadaşlarımızla konuşuyoruz. “Gidiyor muyuz?” dediğimde “Nereye?” diye soranlara “1 Mayıs’a!” diyorum. Genellikle insanlar korku ile bakıyorlar. Bu da normal, çünkü medya bunu hep saptırıyor, olumsuzluklarla gösteriyor.
Geçenlerde UİD-DER’li arkadaşlarla beraber Sefaköy-İnönü Mahallesi’nde İşçi Dayanışması bültenini işçi evlerine götürmek için vardiya çıkışında bir araya geldik. Görev paylaşımı yaptık. Amacımız işçi arkadaşlara bültenimizi ulaştırmak, onlarla sohbet etmek, onların İşçi Dayanışması’nı okumalarını sağlamak ve 1 Mayıs’a onları da davet etmekti. İlk defa ev ziyaretlerinde bulunacağım için heyecanlıydım. İnsanların tepkileri açıkçası merak konusuydu benim için. Arkadaşlarım ziyaretlerin çok güzel geçtiğini ve tepkilerin olumlu olduğunu söylediler.
Bir sokak belirleyip bir işçi ailesinin evinin ziline bastık. Sohbet ettik, iş koşullarından, iş saatlerinden bahsettik. Bültenimizi verdik. Önce şaşırdılar ama aldılar ve baktılar. Derneğimize davet ettik. Sonra oradan ayrılıp başka bir zile bastık. 8 saat çalıştıklarını söylediler. “Patronun karşısına hep beraber çıkabiliyoruz ve bir güven var aramızda” dediler. Kendimizi tanıtırken vardiyadan çıkıp geldiğimizi söyledik. Zor olmuyor mu diye sordular. Kolay olan hiçbir şey yok ki dedik. 1 Mayıs’a davet ettik. 1 Mayıs günü çalışıyor olabileceklerini söylediler.
Oysa 1 Mayıs işçinin, emekçinin günüdür. O gün bizim yerimiz fabrikada makine, tezgâh ya da masa başı değil, o alanda işçi kardeşlerimizin yanında olmaktır. Birleşe birleşe yeneceğiz. O gün sadece kendimiz için yürüyeceğiz o alanda.
Kapı kapı dolaşırken bir üniversite öğrencisiyle tanıştık. O kadar olumlu yaklaştı ki, derneğimize geleceğini söyledi. İleride işçi olacağının farkında olarak konuştu. Günümüz sohbetlerle biterken yüzümde sımsıcak bir tebessümle ayrıldım o mahalleden. İçim rahat, huzur doluyum.
İşte yine aklımdan geçiyor…
UİD-DER Yürüyor, Mücadele Büyüyor!