You are here
Aileler Direnişçi Mersin Liman İşçilerinin Yanlarında
Mersin’den UİD-DER’li işçi ve öğrenciler

Mersin liman işçilerinin direnişlerinin 58. gününde, Türk-İş’e bağlı Adana ve Mersin şube başkanları direniş çadırına bir ziyaret düzenlediler. Bu ziyarete işçilerin eşleri, çocukları ve akrabaları da katılarak işçilere moral verdiler.
İşçiler çadırlarının önünde gelen misafirlerini sloganlarla karşıladılar. “Sendika yuvamız, yıktırmayız”, “Liman işçisi yalnız değildir”, “İş, ekmek yoksa barış da yok”, “Yaşasın sınıf dayanışması” sloganları MIP patronuna karşı coşkulu bir şekilde atıldı.
İlk kez çadıra gelen aileler hem MIP patronuna karşı öfkeli, hem de açılan okul sezonunda yaşadıkları maddi sıkıntılar karşısında çaresizdiler. Bir işçi eşi soruyordu: “5 kişiyiz, evde kiracıyız. İki çocuğum okuyor. Bebeğim küçük olmasa ben kendim çalışırım. Kendileri bizim gibi bir gün yaşasalardı ne olurdu? Milyar verseler onların hanımları buraya gelip otururlar mı acaba? Bir eve ekmek gelmezse, gıda gelmezse ne olur? Hiç bunları düşünüyorlar mı?”
Başka bir işçi eşi ise; “Burada bulunmamızın amacı eşlerimize destek olmaktır. Burada 35 işçi, işveren tarafından hiçbir bilgi verilmeden kapı önüne konuldu. Bizim amacımız, isteğimiz eşlerimize destek olarak bu soruna bir çözüm bulmaktır. Bu sadece bizimle de değil içerdeki işçilerin bir gün toplu halde iş bırakmasıyla çözülür. İçerde direnişi destekleyen işçiler işten atılmakla tehdit ediliyor. İçerdeki işçiler bir gün iş bıraksalar bakalım o zaman işveren 200 işçiyi aynı anda kapı önüne koyabiliyor mu?” diyerek, işçilerin üretimden gelen güçlerini kullandığında ve bunu örgütlü bir şekilde gerçekleştirdiklerinde patronların işçiler karşısında bu kadar pervasız davranamayacağını anlatıyordu. Eski BOSSA direnişçisi olan bir işçi eşi ise, “sendika yöneticileriyle, sloganlarla, konuşmalarla, dayanışmayla ergeç buraya mutlaka sendika girecek. İşçinin gücü, emeği ve birliği hep beraber olduktan sonra işverenin kaçış yolu yok. Devlet taşeronu ya kaldırmalı ya da taşeron işçisinin karnının doymasını sağlamalı. İki tane üniversite okuyan çocuğum var. Yarın bir gün gidecekler. Bunların harçları, yurtları, kitapları; bir de ilkokul talebem var. Bunu ben bilemiyorum, bilen birisi bana bir çözüm yolu göstersin. Gelecekten korkuyorum” diyerek endişesini paylaştı bizlerle.Kimi çocuklar, boylarından büyük taşıdığı dövizlerde, “İş, aş, defter, kalem yoksa gelecek de yok”, “Okumak istiyorum babama iş”, “Geleceğimizi karartmayın” diyorlardı.
Uğur-San patronu Halil Demir ile oğlu Uğur Demir günlerdir işçilerle toplantılar yapıyor. Mesaiye kalmama kararını baskılarla gerileterek işçileri mesaiye bırakıyor. Bunun karşısında direnişçi işçiler umutlarını yok etmelerine izin vermeyeceklerini, değil 58 gün 580 gün de olsa direneceklerini haykırıyorlar.