You are here
Diktaş İşçilerinden Protesto Eylemi
Kartal Cevizli’de bulunan Diktaş Dikiş İplik Sanayiinde çalışan işçiler, ücretlerinin artırılması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle 5 Haziran sabahı fabrikalarının önünde bir protesto eylemi gerçekleştirdiler. TEKSİF sendikasına üye olan işçiler, şu anda toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecindeler. Yapılan eylemde iki vardiyadan yaklaşık 500 işçi vardı. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği olarak bizler de Diktaş işçilerinin eylemlerine katıldık.
İşçiler önce alkışlı protesto yaptılar ve ardından da “işçiler burada sendika nerede” sloganını attılar. Uzun bir bekleyişin ardından sendikacılar geldi. Gece vardiyasından çıkan yorgun ve uykusuz işçileri uzun süre beklettiler. Fabrikanın bahçesinde işçilere bir açıklama yaptılar. İşçiler şikâyetlerini dile getirdiklerinde de sanki bilmiyorlarmış gibi “ya, böyle mi yapılıyor?” diye hayretle sordular. Ardından işçilerin öfkesini yatıştıracak konuşmalar yaptılar. Sözleşmenin işçilerin onayı olmadan yapılmayacağını açıklayan sendikacılar, teklif olarak yüzde kaç zammın sunulduğunu, pazarlıkta hangi maddelerin teklif edildiğini, hangi maddelerde anlaşılıp hangi maddelerde pazarlığın sürdüğünü dahi anlatmadılar. Sendikacılar işverenle başka bir yerde görüşme yapmak için fabrikadan ayrıldıklarında, işçilerin yüzlerindeki öfke ve üzüntü henüz geçmemişti. Diktaş fabrikası uzun süredir sendikalı olan bir fabrika. Fakat işçiler bugüne kadar sendikal konularda bilgili olmadıkları için, sendikacılara kendilerini teslim etmişler. Sendikaya imza attık o bizim hakkımızı savunur diye düşünmüşler. Ama kazın ayağı hiç de öyle değil. Düne kadar sendikacılarını dahi görmemişlerdi, çünkü sendikacılar işverenle görüşüp gidiyorlarmış. Aralarında her türlü oyunu tezgâhlayıp, kapalı kapılar ardında bütün anlaşmaları imzalayıp işçilere fikirlerini, taleplerini dahi sormuyorlarmış. Röportajımız sırasında işçilerle sohbet ederken onlara “sendikana üye ol, sahip çık, denetle” sloganımızı ve bunun ne anlama geldiğini anlattık. Sendikaların bizim örgütlerimiz olduğunu ve bu uğurda işçilerin nice bedeller ödediğini hatırlattık. Her işçinin sendikaya üye olması gerektiğini, ama imzayı attıktan sonra işin bitmediğini ve hatta mücadelenin yeni başladığını anlattık.Aşağıdaki söyleşiyi eylem sırasında yaptık.
Diktaş kaç yıllık bir fabrika? İşverenin başka bir yerde fabrikası var mı?
Yaklaşık 60 yıllık bir fabrika. Bu fabrikadan annem ve babam emekli oldu. 60 yıldır bizleri sömürüyorlar. Çalışan işçilerin çoğu 10-12 yıllık. Anne babası bu fabrikadan emekli olan arkadaşlarımız var. Çorlu’da da bir fabrika kurdular. Mısır’a da bir fabrika açma çalışmaları var. İşyeri kurulduğu günden bu yana hep kâr etti. Olan bize oldu. Biz sömürüldük, hastalandık, iş kazasına maruz kaldık, ama o hep kâr etti.
Kaç işçi çalışıyor, sendikalı işçi sayısı nedir?
1500 işçi çalışıyor ve 500-600 işçi sendikalı. Sendikalı olmayan işçiler var ve bu durum sendikacıların tutumundan kaynaklanıyor. Çünkü sendikacılar işçilerin sendikalı olmaması için ellerinden geleni yapıyorlar. Bir yıl öncesinde birkaç işçi sendikadan çıkartıldı ve açıklama bile yapılmadı. “Sizi kandıracağımızı mı sandınız? At işte imzayı” diye baskı yaptılar. Şimdi de sözleşme süreci olduğu için sadece seçtikleri işçileri sendikalı yaptılar.
Bu eylemi yapmanızdaki sebep nedir?
Bir yıl önce maaşlarımızı 500’den 400 YTL’ye düşürdüler ve hiçbir açıklama yapmadılar. Sendikacılar buna müdahale etmediler. Bunu kabul etmeyen işçi arkadaşlarımıza da işyerinde sürgün yaptılar. Kadın işçileri kadınların çalışamayacağı bir bölüme, kimyasal maddelerin olduğu boyahane bölümüne sürdüler. 15 işçi arkadaşa sürgün politikasını uyguladılar. Avukat aracılığıyla ihtarname gönderdik ve bölümümüzü değiştirdik. Yeniden bayanların çalıştığı bölümlere gönderdiler. Ama işveren bıktırma politikası uyguluyor. Bazen yine erkeklerin çalıştığı bölümlere gönderiyorlar. İşçilerin bir kısmı buna dayanamayıp kendileri işten çıktı. İşveren işçiler üzerinde baskı uyguluyor.
Çalışırken başka ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
Genelde meslek hastalıklarına yakalanıyoruz. Boyun fıtığı, bel fıtığı, akciğer rahatsızlıkları, soğuktan kaynaklı bronşite yakalanıyoruz çünkü ısıtma sistemimiz yok. Kanser olan arkadaşlarımız bile var. Kimyasallardan korunmamız için güvenlik tedbirleri alınmıyor. Burada fabrikanın atıkları denize akıtılıyor. Çevreyi de kirletiyorlar. Belediye yetkilileri geldiği zaman atık musluğunu kapatıyorlar, “biz arıtıyoruz” diyorlar. Hem çevreyi hem de bizi yavaş yavaş öldürüyorlar, hasta ediyorlar. Hamile, raporlu olan arkadaşları bile uygun olmayan bölümlerde çalıştırıyorlar.
Maaşınızın dışında sosyal haklarınız da var mı?
Her şey dâhil aldığımız maaş 400 YTL. Bordroda bütün sosyal haklarımız gösteriliyor ama biz hiçbir sosyal hakkımızı alamıyoruz. Sendikacılar da müdahale etmiyorlar. Hamile arkadaşların gece vardiyasında çalışmaları yasak, ama 7 aylık hamile arkadaşlarımız da gece vardiyasında çalıştırılıyorlar. Sağlık raporuyla makinede çalışması yasaklanan arkadaşlarımız yine makinenin başına veriliyorlar. Çalışmak zorunda olduğumuz için kabul etmek zorunda kalıyoruz. İşten atılmakla tehdit ediliyoruz. Her türlü baskı yapılıyor.
Daha önce sosyal haklarınızı alabiliyor muydunuz?
Alabiliyorduk. Önceden çocuk parası vardı, şimdi alamıyoruz. Kreşimiz vardı, 5-6 yıl önce kapatıldı. Çocuklarımızla işe geliyorduk, şimdi 400 YTL maaşla biz çocuklarımıza ne bakıcı tutabiliriz ne de kreşe verebiliriz. Hepimizi ortada bıraktılar.
Temsilcileriniz sizinle beraber mi?
Temsilcilerimiz şu an evlerinde uyuyorlar. Hep atama yapılarak geldiler. Onlar da hem işverenin, hem de sendikacıların sözünden dışarı çıkmıyorlar. Bizi müdürlerle muhatap ediyorlar. Temsilcimizin yüzünü bile göremiyoruz. Artık temsilcimizi biz seçmek istiyoruz.
Sendika yönetiminden talepleriniz neler?
Bu ay sözleşme ayı olduğu için taleplerimizi iletmek istiyoruz. Bizim de taleplerimiz var. Biz de söz hakkı istiyoruz. %70 zam istiyoruz. Kreş istiyoruz. Her işçinin sendikalı olmasını istiyoruz. Gece vardiyası farkı istiyoruz. Maaş harici 4 ikramiye ve okul yardımı verilmesini istiyoruz. Erzak yardımı ve düzenli beslenebilmek için işyerine aşçı istiyoruz. Yuvarlama farkı adı altında maaşlarımızdan 10 milyonumuzu kesiyorlar. Biz bu kesintinin yapılmamasını istiyoruz. Ay 31 çekerse maaşlarımızı tam alabiliyoruz ama Şubat ayında ev kiramızı nasıl ödeyeceğimizi düşünüyoruz. Şu kesinti bu kesinti adı altında bir sürü kesinti yapılıyor. Kanuni yollardan haklarımızı istiyoruz. Bugün genel başkan gelecek. Onunla görüşeceğiz.
Bütün fabrikanın işçileri burada mı?
Sendikalı, sendikasız bütün işçiler burada. İki vardiyadaki arkadaşlar burada. Diğer vardiyamız şu an çalışıyor ama içeriden destek veriyorlar. Sendikasız arkadaşlarımız da burada şu an. Bize destek veriyorlar, onların da haklarını savunacağız.
Dostel İşçisi Yalnız Değildir