You are here
Tuzla Tersanesinde Bir Haftada İki İş Cinayeti
UİD-DER üyesi işçiler
Tuzla tersane bölgesinde, Selah Tersanesinin önünde, 25 Ağustos Cumartesi günü saat 07.30’da Limter-İş sendikası ve Tersane İşçileri Birliği Derneği iki ayrı basın açıklaması yaptı. Tuzla tersane bölgesinde üç günde ardı ardına iki ölüm gerçekleşti. Torgem Tersanesinde GİMSA taşeronuna bağlı olarak çalışan ve elektrik çarpması sonucu 21 Ağustosta yaşamını yitiren Cabbar Ongun’un kanı kurumadan, Selah Tersanesinde Bora Denizcilik taşeronunda çalışan Güney Akarsu isimli tersane işçisi de elektrik çarpması sonucu yaşamını yitirdi.
Konuştuğumuz işçiler her sabah aileleri ile helalleşerek ayrıldıklarını ve aynı koşullar sürdüğü müddetçe ölümlerin de devam edeceğini dile getirerek cinayetin nedenini şöyle açıklıyorlardı: “Gemi inşa ve tamir sektöründe bakımı ve onarımı yıllardır yapılmayan makinelerle çalıştırıldıkça, gemide birbirine dolanmış eski ve yıpranmış elektrik kabloları oldukça, çalışanların üstünden ağır yükler geçtikçe, her gemide sayıları onu bulan taşeron firmalar oldukça, patlayıcı, gaz ve oksijen tüpleriyle ilgili önlemler alınmadıkça bizim cenazelerimiz tersaneden çıkmaya devam edecek!”
Konuştuğumuz tersane işçileri genellikle iş güvenliğine dair çok basit önlemlerin bile alınmadığını, patron ve taşeronların bunun maliyetinden kaçtıklarını, insanlara kâğıttan maskeler dağıttıklarını belirtiyorlar. Konuştuğumuz başka bir işçi ise her iş cinayetinden sonra işçilerin anlık tepki gösterdiklerini ama daha sonra içerde mücadele etmediklerini, ölümlerin bir nedeninin de dağınıklık ve örgütsüzlük olduğunu belirtti.
Haksız da değildi. Aynı yerde aynı saatte iki ayrı basın açıklaması yapılıyordu. Bir başka işçi, “iki ayrı basın açıklaması yapılması işçiler arasında örgütlülüğe dair güven sorunu yaratıyor. 2004’te olan bir iş kazasında 6 bin işçi yürümüştü, bugün burada 80-90 kişiyiz, bunun sorgulanması gerekir” diye konuşuyordu.
Basın açıklamasında ölümlerin nedeni ve sorumluları üzerinde durulurken, ölümlere dur denilebilmesi için tersane işçilerine şu çağrı yapıldı: “Genç yaşta iş cinayetine kurban gitmek istemiyorsan, çocuklarının yetim, eşinin dul kalmasını istemiyorsan bugün işe gitme!” Sendikacılar işbaşı yapmaya giden işçilere içeri girmemeleri konusunda uyarı yaparken, bir taraftan polis de işçilere eğer girmek istiyorlarsa onları içeriye sokabileceklerini söylüyordu. Girenlerin yanı sıra, polise “hayır girmek istemiyoruz!” diyenler de oldu. Kimileri ise iş bırakma eylemine katılımın az olması nedeniyle kendilerinin göze batacağını, aslında kimsenin girmemesi gerektiğini söyleyerek sitem edip uzaklaştılar. Bu çağrı yapılırken Selah Tersanesinin kapısından işçiler çalışmak için içeri girmeye devam ediyorlardı. Çoktan kaynak makineleri çalışmaya başlamıştı. Hatta patron işçileri 07.00’de işbaşı yaptırmıştı.
Ölümlerin gerçek sorumlusu kapitalist sistem, patronlar ve taşeronlardır. Cinayetlerin durması içinse tek yol, örgütlenip, birlik olmak ve mücadele etmek. Patronları korkutacak ve iş güvenliği tedbirlerini aldıracak gerçek çözüm, işçilerin sorunlarına sahip çıkmasından ve örgütlenmelerinden geçiyor.
Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
Tersanelerde Ölümler Durmuyor
Onurlu Bir Yaşam İçin