You are here
Çocuklar İplerden Kurtulmaya Başlıyor
Aydınlı’dan bir öğrenci
UİD-DER, yaptığı çeşitli etkinliklerle burjuvazinin işçi sınıfını aldatmasının önüne geçmeye çalışıyor. UİD-DER Aydınlı Temsilciliğinde 16 Kasımda bir çocuk film gösterimi yaptık. “İpler” filmini 50’nin üzerinde çocukla birlikte izledik.
Film yüzyıllarca kandırılan, birbirlerine düşmanlaştırılan iki kukla halkın yaşadıklarını anlatılıyordu. Ayrı ayrı iplerle bağlı kuklalar, aslında gökyüzünde birleşen tek bir iple yönlendiriliyordu. Buna rağmen iki halk birbiriyle düşman yaşıyordu. Halklardan birinin kralının suikasta kurban gitmesi üzerine, kralın oğlu, babasının intikamını almak için kendisine düşman olarak gösterilen halkı bulmaya çalışır. Kendisine düşman olarak gösterilen halk gerçekte kendi babası tarafından yıllar önce kadın, çocuk demeden katledilmiş, yaşadıkları şehre el konulmuştur. Prens, gerçekleri öğrendikten sonra savaşı bitirmek ve barışı sağlamak için ordularını tasfiye eder ve tüm halklar özgürlüğe ve barışa kavuşturur.
Filmi izledikten sonra çocuklarla filmde yaşananlar ve savaşlar hakkında neler düşündükleri üzerine sohbet ettik. Çocuklar filmi zaman zaman anlamakta zorluk çekseler de, verdikleri cevaplardan, aslında son günlerde yaşananlardan ve medyanın yürütmüş olduğu psikolojik savaştan etkilendikleri anlaşılıyordu.
Çocuklardan biri Irak’ta yaşanan savaştan bahsederek ABD’nin Irak’a petrol için girdiğini, orada yaşayan insanlara özgürlük götürmediğini, bir başka çocuk ise Türkiye’de de şehitlerin olduğunu “teröristlerin” askerleri öldürdüğünü söyledi. Çocuklar burjuvazinin aygıtlarından neyi duyup öğreniyorlarsa onu anlatıyorlardı. Ancak içlerinde hayal dünyası daha geniş, bir şeyleri sorgulayan çocuklar da vardı. Çocuklara anlattıklarını nerelerden öğrendikleri ve her duyduklarının doğru olup olmadığı sorulduğunda şöyle cevap verdiler: “Televizyondan, haberlerden, gazetelerden öğreniyoruz. Bazen yalan haberler de yapıyorlar bizim aklımızı karıştırmak için.” Yine bir başka çocuğun “her ulus, her halk özgür olmalı” demesi anlamlıydı.
Etkinliğe ve aynı zamanda dernekteki kursa katılan bir çocuğun söyledikleri, derneğin ve yapılan faaliyetlerin önemini şöyle vurguluyordu: “Ben bağlama kursuna gitmek istiyordum, ama Aydınlı’da böyle bir yer olmadığı için gidemiyordum. Eğer dernek olmasaydı ben uzağa gidemez, bağlama da öğrenemezdim. Burada çocuk tiyatrosu da başlayacak, ona da katılmak istiyorum.”
İşçi emekçi çocuklarının bu tür etkinliklere, derneğimizdeki kurslara katılmaları, çocukların kendi yeteneklerini geliştirmeleri için bir şans ve bu düzenin istediği gibi sindirilmiş, pasif, hayal dünyası dar, sorgulamayan bireyler oluşmasını engellemek için önemli bir adım.