You are here
İşçiler Hayatı 2 Saat Durdurdu
Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısının geri çekilmesi talebiyle ülke çapında milyonlarca işçi ve emekçinin katılımıyla, Emek Platformu tarafından 14 Martta 2 saatlik iş durdurma eylemi gerçekleştirildi. Saat 10’u gösterdiğinde Emek Platformuna bağlı sendikaların örgütlü olduğu işyerlerinde çalışan işçiler iş bıraktılar. İstanbul’da işçilerin bir bölümü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi önünden Saraçhane Parkına kadar yapılacak yürüyüşe katıldılar. İETT otobüsleri iş yavaşlatırken, Haydarpaşa garına ulaşan trenler 2 saat boyunca rötar yaptılar. Demiryolu işçileri eylemlerini Haydarpaşa önünde gerçekleştirirken, vapurlar da çalışmadı. Hastanelerin sadece acil bölümleri çalıştı. Öğretmenler vizite kâğıdı alarak, bu saatler arasında eğitimi durdurdular.
İstanbul Üniversitesinden bazı öğretim üyeleri, öğrenciler ve işçiler Cerrahpaşa’ya kadar sloganlarla yürüyüş gerçekleştirerek yürüyüş koluna katıldılar. Rektörlük, kantinde ve yemekhanede çalışan işçilerin eyleme katılımını engellemek için, işçilere o saatler arasında yaptıkları işten farklı işler verdi.
Cerrahpaşa’dan Saraçhane Parkına kadar gerçekleşen yürüyüşe yaklaşık 10 bin işçi katıldı. Yürüyüş boyunca işçiler “Hükümet yasanı al başına çal”, “Geliyor geliyor genel grev geliyor”, “Kurtuluş yok tek başına, ye hep beraber ya hiçbirimiz”, “Susma sustukça sıra sana gelecek”, “IMF uşağı hükümet istifa”, “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek”, “Mezarda emekli olmayacağız”, “Yaşasın sınıf dayanışması”, “Parasız eğitim, parasız sağlık” sloganları atıldı. Yoldan geçen araçlar da işçilere kornalarıyla destek verdiler.
İşçilerin taşıdıkları pankart ve dövizlerde şu talep ve sloganlar yazılıydı: “Sosyal güvenlik yasası geri çekilsin”, “AKP sağlığa zararlıdır”, “Herkes için sağlık ve güvenli gelecek”, “Mezarda emekliliğe hayır”, “Çalışma bakanı istifa”, “İşimize, ekmeğimize geleceğimize sahip çıkıyoruz”, “Sağlık haktır satılamaz”, “Sözleşmeli değil, kadrolu eleman”, “Kıdem tazminatı gaspına izin vermeyeceğiz”, “Nitelikli kamu hizmeti, insanca yaşama hakkı herkese”…
Saraçhane’ye ulaşıldığında okunan basın açıklamasından sonra işçi ve emekçiler işyerlerine geri döndüler.
İşçi ve emekçiler sosyal hak gasplarına neden olacak yasaya karşı tepkilerini kitlesel bir şekilde ortaya koyarken, başbakan ve kurmayları televizyonlarda bu eylemin yasadışı olduğunu ilan ettiler. Buna rağmen eylemin gerçekleşmesine mani olamadılar. Söz konusu yasayla ilgili olarak sendika yönetimlerini yalancılıkla suçlayan başbakan, hak gasplarını ısrarla işçilerin yararına olan düzenlemeler olarak göstermek için kıvırıp duruyor. Eylemden sonra yasanın yeniden “gözden geçirileceğini” belirtmesine rağmen, eyleme katılan öğretmenlere “yasal işlem” uygulanacağını söyleyerek işçilere gözdağı vermek istiyor.
Kapitalizm dünya çapında büyük bir buhranın eşiğinde. Birçok ülkede hükümetlerin uygulamaya sokmaya çalıştıkları yasal düzenlemeler, krizi en az kayıpla atlatmak, krizin faturasını işçilere kesmek için yapılıyor. Türkiye’de hayata geçirilmek istenen Sosyal Güvenlik Reformu da böyle bir amacı taşıyor. Başbakanın aldatma girişimlerine karşı işçilerin verebilecekleri en iyi cevap, kapitalizme karşı kendi sınıfının saflarında, kendi sınıfının çıkarları yönünde örgütlenmektir. Dünyadaki zenginliklerin gerçek yaratıcısı olan işçiler, kapitalizmin saldırılarını ancak bu şekilde geri püskürtebileceklerdir.
İşçi sınıfı ya örgütlüdür ve her şeydir, ya da örgütsüzdür ve hiçbir şeydir!
8 Mart Mücadele Bayrağı Daha Yukarılara…
Şaka Suç Oldu!