You are here
Sermayenin her gözeneğinden kan damlar
30 April 2021 - 18:00
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kapitalistler, biriktirdikleri devasa serveti çalışarak kazandıklarını söylerler, utanmadan! Çalışarak zengin olunsaydı, kuşku yok ki dünyanın en zenginleri işçiler olur, patronlar ise ancak sokaklarda dilenirdi. İşçi sınıfının önderi Karl Marx’ın dediği gibi, birikmiş sermaye işçilerin birikmiş emeğidir, canı ve kanıdır. Her gözeneğinden kir ve kan damlamaktadır. Sermayenin tarihi, emeğin dizginsiz sömürüsünün, zorbalığın, sönen hayatların, acı ve gözyaşının tarihidir. Kapitalist, iki ayak üzerine dikilmiş sermayeden başka bir şey değildir ve onun ruhu sermayenin ruhudur. Sermaye, “insan bedeninin büyümesi, gelişmesi ve sağlıklı tutulması için gereken zamanı gasp eder. Sermaye, temiz hava alması ve güneş ışığı görmesi için gereken zamanı işçinin elinden zorla alır. Sermaye, yemek saatlerinden tırtıkladığı zamanları her fırsatta üretim sürecine katar; öyle ki, sadece bir üretim aracı durumunda bulunan işçiye, yemeği, buhar kazanına kömür, makineye yağ verir gibi verilir.” (Kapital)
Dokuma sanayide çalıştırılan küçük çocuklara dar alanlara sığabildikleri ve küçük elleri makine dişlilerinin arasına girebildiği için aksayan makineleri temizleme görevi verilirdi. Bu sırada makineler aniden çalışmaya başlayınca elleri ve parmakları korkunç bir şekilde yaralanırdı. İngiltere’nin Manchester şehrinde bir doktor 1819 yılında şu raporu veriyordu: “Revirde cerrah olarak çalıştığım zamanlar çocukların ellerinin ve kollarının makineler tarafından kapıldığı kazalar revire çok sık bildiriliyordu; birçok vakada kaslar ve deriler kemikten sıyrılmış oluyordu, bazı vakalarda bir ya da iki parmak kaybı yaşanıyordu. Geçen yaz Lever Caddesi okulunu ziyaret ettim. Ziyaret ettiğim zamanlarda fabrikalarda çalıştırılan çocuk sayısı 106 idi. Makineler tarafından sakatlanmış çocuk sayısı bu sayısının neredeyse yarısı kadardı. Bu şekilde sakatlanmış 47 çocuk vardı.”
Manchester: “Her şeyin başladığı yer”
Workhouse ya da köle kampı