You are here
Ekmeğimizin Peşindeysek Haklarımızın da Peşinde Olmalıyız!
İstanbul/Tuzla’dan bir grup işçi
Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri, eylem yapma, siyasi iktidarın politikalarına karşı protestolar düzenleyebilme hakkına sahip olmaları gerektiğini görürler.
Mesela Urfa Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Özak Tekstil’de çalışan işçiler, üye oldukları sendikadan istifa ederek BİRTEK-SEN’e üye oldular. Bu nedenle işten atıldılar. 27 Kasımda fabrikalarının önünde direniş başlattılar. Fakat her türlü baskıyla, polis şiddetiyle, müftü engeliyle karşı karşıya kaldılar. 23 Ocakta direnişlerini Özak Tekstil’in İstanbul’daki holding binası önüne taşıdılar. Fakat Zeytinburnu Kaymakamlığı ilçe genelinde 7 günlük eylem yasağı getirdi. Bunun üzerine işçiler direnişlerini İkitelli Organize Sanayi Bölgesindeki Özak Tekstil fabrikası önüne taşımak istediler. Bu sefer de Bahçeşehir Kaymakamlığı eylem yasağı kararı aldı. Geçtiğimiz günlerdeyse polis tazminatlarını alamayan inşaat işçilerine saldırdı. Gözaltına alınan sendika temsilcileri ve işçilere ev hapsi cezası verildi. Bunlar gibi nice örnek sıralamak mümkün.
Patronların, polisin, müftülerin, valilerin, kaymakamların, savcıların, hâkimlerin ekmekleri için mücadele eden işçilerin karşısına çıktığı bu örnekler bize açıkça şunu anlatır: İşçilerin karşısında tek bir cephe var; sermaye cephesi! Ve işçiler de sermaye cephesinin karşısına kendi cephelerinde birleşmiş, örgütlü işçi sınıfı olarak çıkmak zorundadır.
Sermaye cephesi işçileri adeta kuşatma altına alıyor. Yasal bir hakkı gayrimeşru bir talep, hak aramayı cezalandırılması gereken bir suç gibi sunuyor, karalıyor. Siyasi iktidar bunun karşısında sermayeyi koruyup en antidemokratik, en baskıcı, en işçi düşmanı yüzünü gösteriyor. Haklarımıza sahip çıkamadığımız için yoksulluğumuz, geçim derdimiz büyüyor. Bu da işçilerin ekmek mücadelesiyle demokratik hak ve özgürlükler mücadelesi arasında kopmaz bir bağ olduğunu gösteriyor.
Tıpkı İşçi Dayanışması’nın 186’ıncı sayısındaki Hak Aramak Suç Oldu yazısında anlatıldığı gibi: “Siyasi iktidarın demokratik hakları ortadan kaldırmasıyla, siyasal baskıları arttırmasıyla ekmeğimizin küçülmesi arasında derin bir bağ var. Demokratik haklarımızla ekmek mücadelemiz arasında kopmaz bir bağ olduğunu söylememizin nedeni işte budur. Demek ki ekmeğimizi büyütmek için demokratik haklarımıza da sahip çıkmak zorundayız. İşçilerin yapması gereken şey haklılığına ve mücadelesinin meşruluğuna inanmak, demokratik ve ekonomik hakları büyütmek için işçi sınıfının siyasetine sahip çıkmak ve örgütlülüğünü büyütmektir.”
Yoksulluk Azaldı mı?
Mücadelenin Adıdır Kadın