You are here
Belediye İşçileri, Öğretmenler, Emekliler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor
İZBB iştiraklerinde çalışan Belediye-İş üyesi işçilerden eylem
Türk-İş’e bağlı Belediye-İş Sendikasının örgütlü olduğu İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İZSU, İZDOĞA, İZBETON ve İZULAŞ işçileri, toplu sözleşme sürecinde yaşanan anlaşmazlık nedeniyle 19 Martta iş bırakma eylemi yaptı. Sendikanın İzmir Şubeleri ile SODEM-SEN ve büyükşehir yetkilileri arasında Ocak ayında başlayan ve 5 bin 560 işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamadı. İşçiler arabulucu süreci başlarken bir kez daha eylem yaparak kararlılıklarını gösterdi, taleplerini haykırdı. İşverenin teklifinin gerçek enflasyonunun altında olduğunu söyleyen işçiler, sadaka değil toplu sözleşme istediklerini belirtti.
Konak Pier önünde bir araya gelen işçiler sloganlar eşliğinde İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanlık binası önüne yürüdü. Başkanlık binası önünde açıklamayı Belediye-İş İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Savaş Atalay gerçekleştirdi. Atalay belediye yönetiminin sorunlara karşı duyarsız davranması karşısında işçilerin öfkelerinin haklı olduğunu vurguladı. Yüksek enflasyon ortamında işçilerin daha zor geçindiğini belirten Atalay, şunları aktardı: “Emekçinin iki yıl boyunca alacağı ücret, toplu sözleşmeyle belirleniyor. İğneden ipliğe her ürüne zam geliyor, geçinemiyoruz. Biz insanca bir yaşam için enflasyon karşısında ezilmediğimiz bir ücret istiyoruz. Biz seçim derdinde değiliz, biz geçim derdindeyiz. Hiç kimse, emekçilere ölümü gösterip, sıtmaya razı etmeye kalkmasın. Uyarıyoruz! Artık zaman daralıyor, grev çanları çalıyor.”
“Sadaka Değil Toplu Sözleşme”, “Hak Verilmez Alınır, Zafer Sokakta Kazanılır”, “İş Ekmek Yoksa Barış da Yok” sloganlarını atan işçiler, açıklama sonrası başkanlık binası önünde oturma eylemi gerçekleştirdi.
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Ankara’da indirimli ulaşım hakkı için eylem yaptı
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası 19 Martta Ankara Büyükşehir Belediyesi önünde eylem yaparak indirimli ulaşım hakkı talebinde bulundu. Sendika üyesi öğretmenlerin eyleminde özel sektörde çalışan eğitim emekçilerinin yaşadığı haksızlıklara dikkat çekildi. Burada bir konuşma yapan Betül Koca, Ankara’da uzun süredir indirimli ulaşım kartı mücadelesini yürüttüklerini hatırlattı. Kamuda çalışan öğretmenlere tanınan indirimli ulaşım hakkının özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenler için de tanınması gerektiğini vurguladı. Melih Gökçek tarafından 2015 yılında ellerinden alınan hakları için aylardır mücadele ettiklerini ve belediye yetkilileriyle görüştüklerini belirten Koca, sorunun çözümü için bir adım atılmadığını aktardı.
İki hafta önce İzmir’de mücadele ederek indirimli ulaşım hakkını kazandıklarını hatırlatan Koca, şunları söyledi: “Bursa, Adana, Diyarbakır, Eskişehir, İstanbul, Kocaeli, Antalya ve Mersin’deki özel sektör öğretmenleri bu haklarını yıllardır kullanıyor. Bu sorunun çözümü basit. Belediye Meclisine getireceğiniz bir önergenin, hakkımızın teslim edilmesi hususunda onaylanmaması için hiçbir neden yok. Anayasa’daki eşitlik ilkesine aykırı olan bu uygulamaya bir an önce son verin.”
Emekliler insanca yaşam talebiyle eylemler yaptı
Tüm Emeklilerin Sendikası 19 Martta çeşitli illerde insanca bir yaşam talebiyle basın açıklamaları yaparak emeklilik sistemindeki adaletsizliklerin giderilmesini istedi.
İstanbul’da Kadıköy İskele Meydanı’nda yapılan eyleme sendika üyesi pek çok emekli katıldı. İstanbul şubenin çağrısıyla bir araya gelen emekliler “Emekliler Üretti, Hırsızlar Tüketti”, “Emekliye Din İman Saraya Han Hamam” yazılı dövizlerle iktidarın emeklilere yönelik politikalarına tepki gösterdi.
Yapılan açıklamalarda iktidarın politikaları sonucu emeklilerin her geçen gün daha da yoksullaştığı vurgulandı. Yaşananlara şu ifadelerle tepki gösterildi: “Gelir dağılımındaki uçurumun giderek aleyhimize derinleştiği koşullarda, 2024 yılını emekliler yılı ilan etmek aklımızla dalga geçmek değil de nedir? Fert başına 13 bin dolar olarak açıkladığınız milli gelirden, ortalama emekli maaşına 4 bin 500 dolar denk geliyor. Emeklinin alması gereken 8 bin 500 dolar kimlerin hesaplarında istifleniyor?”
“Yine buradan sesleniyoruz, kaynak yok gerekçesine asla sığınmayın; ortalama her iki yılda bir çıkarttığınız vergi affı ile sermayeye bağışladığınız vergi ve primlerin yasal faiziyle birlikte tahsil edilmesini istiyoruz. Varlık Barışı ve Kur Korumalı Mevduat gibi düzenlemelerle, hazineden bir avuç doymak bilmez zenginin kasasına transfer ettiğiniz kaynakları geri almanızı istiyoruz” ifadelerinin de yer aldığı açıklamada talepler şöyle sıralandı:
- 2008 yılında uygulamaya konulan emeklilik sistemi değiştirilmelidir.
- Maaş bağlama oranı yenilenmeli ve en düşük emekli aylığı, işe yeni başlamış en düşük memur maaşına eşitlenmelidir.
- Memurlara verilen seyyanen ödeme, bütün emeklilerin maaşlarına eklenmelidir.
- Cep harçlığına dönüşmüş “bayram ikramiyesi” yerine, yılda dört kez olmak üzere en az asgari ücret düzeyinde bir tutar her emekliye verilmelidir.
- Emeklilerin yaş durumu, kronik rahatsızlıkları ve ilaca bağımlılıkları dikkate alınarak sağlığa erişim kolay ve hemen olmalıdır. Sağlıkta katkı payları kaldırılmalı, bütün hastanelerde ayrımsız muayene, tedavi imkânı sağlanmalıdır.
TPAO işçileri ücret gaspına karşı Batman ve Ankara’da eylem yaptı
Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) işçileri Batman ve Ankara’da ücret gaspına karşı eylem yaptı. 8 aydır fazla mesai ücretleri ödenmeyen ve diğer kamu işyerlerine göre ücretleri düşük olan işçiler ücret eşitsizliğinin giderilmesini ve ödenmeyen fazla mesai ücretlerinin ödenmesini talep ettiler. İşçiler Petrol-İş Sendikası öncülüğünde TPAO Bölge Müdürlükleri önüne sloganlarla yürüyüş gerçekleştirdiler.
Eylemlerde yapılan ortak açıklamada Türkiye Petrollerinin ülke ekonomisine sağladığı katkının işçilerin emeğiyle olduğu vurgulandı. Açıklamanın devamında şunlar söylendi: “Ücret seviyeleri, yapılan iş ve çalışma koşulları göz önüne alındığında, diğer kamu kuruluşlarındaki düzeyin altında kalmıştır. Enflasyon artarken ve alım gücü hızla gerilerken, bu durum artık sürdürülebilir olmaktan çıkmıştır. Ekonomik sıkıntıların faturası, enerjide bağımsızlık ateşini yakan Türkiye Petrolleri işçisine çıkarılmaktadır. Bu yetmezmiş gibi, kamuda uygulamaya konulan tasarruf tedbirleri bahanesiyle fazla mesai ücretlerimiz ödenmiyor. Düşürüldüğü belirtilen mesai kotaları gerekçesiyle, yaptığımız mesainin, döktüğümüz alın terinin karşılığı verilmiyor.”
Açıklamada TPAO işçisinin talepleri şu sözlerle dile getirildi: “Bıçak kemiğe dayanmıştır. Gerekli çalışmaların gündeme alınarak ücret düzeylerinde düzeltme gerçekleştirilmesini talep ediyoruz. Emeğimizin karşılığının verilmesini ve mesai ödemelerinin bir an önce yapılmasını istiyoruz.”